| Gerçek hayatta kalanlar, sen ve ben gri bölgelerde yaşarız. | Open Subtitles | أما الناجون الحقيقيون مثلك انت وأنا فنعيش في درجات الرمادي |
| Görememesi için bazı objelerin önü gri tahta parçasıyla kapatılmış. | TED | إنها مخفية عن نظره بنوع من قطع الخشب الرمادي. |
| Benim gözlerim kahverengi. Sizinki mavi ya da gri olabilir. | TED | فأنا لدي عينان بنيتان. ربما عيناك زرقاء اللون أو رمادية. |
| Evet. 20 yaşlarında, 1.65 boylarında ve gri bir paltosu var. | Open Subtitles | فى ال 20 من عمرة, طوله 165 سم, يرتدى سترة رمادية, |
| - Ve eğer yanılmıyorsam bu gri karınlı(! ) ağaçkakan. | Open Subtitles | وإذا لم أكن مخطئا فهذا نقار الخشب ذو بطن رمادي |
| Bu minibüsün rengi mavi, açık gri yada bej olabilir. | Open Subtitles | لون السيارة قد يكون أزرق أو رمادي فاتح أو بيج. |
| Ama ben ona üzgün olduğumu ama uzlaşmanın renkte gri olduğunu ve bize bir ömür yetecek kadar gri gördüğümüzü söyledim. | TED | لكني قلت: لا، أنا آسف الحلول الوسطى في لغة الألوان هي اللون الرمادي و نحن لدينا من الرمادي ما يكفينا مدى الحياة |
| Ayrıca, ışık alan bölgeleri de boyamak ve arkadaşımın vücüdunda gri tonlarda bir harita oluşturmak istedim. | TED | أردت أيضا أن رسم أقوى من ذلك وإنشاءرسم تفصيلي على جسمه باللون الرمادي. |
| Armstrong ve Aldrin yalnızdı, ama ayın gri yüzeyi üzerinde onların varlığı sarsıcı, kolektif bir çabanın sonucuydu. | TED | كان ارمسترونغ والدرين لوحدهما، لكن وجودهم على سطح القمر الرمادي كان تتويجا للتماسك والجهد الجماعي. |
| Doğru olan şey, akıllı ve aptal olduğumuz; doğru olan şey, gri alanlarımızın olduğu. | TED | الصحيح هو أننا أذكياء وأغبياء. الصحيح هو أننا كاللون الرمادي. |
| Angel şu anda gri bölgede duruyor. Bunun sürmesini sağlayacağız. | Open Subtitles | فى أى جانب هو , المنطقة الرمادية و سنبقيها رمادية |
| O ana kubbe, sonra mezarın üstündeki.. diğer gri kubbe.. | Open Subtitles | و من ثُم قُبة المدفن و هي أيضاً قُبة رمادية |
| Şehre yeni geldi. 1.80 boylarında, kahverengi saçlı, gri gözlü. | Open Subtitles | حديث بالمدينة، طوله حوالي 6 أقدام شعر بني، وأعين رمادية |
| Ve gördü ki eğer iltihap yoksa tarama sonucu tekdüze gri renkte. | TED | ورأت أنه إذا لم يكن هناك إلتهابات فالأشعة تكون رمادية كلها . |
| Bu minibüsün rengi mavi, açık gri yada bej olabilir. | Open Subtitles | لون السيارة قد يكون أزرق أو رمادي فاتح أو بيج. |
| Böyle tuğla gibi ama biraz daha büyük ve gri. Cüruf bloğu mu? | Open Subtitles | ما هي الأشياء التي تكون شبيهة بالقرميد لكن أكبر و بلون رمادي ؟ |
| Her yer beyaz, gri ya da köpek sidiği sarısı. | Open Subtitles | أنها بيضاء ، رمادي ، وكلون بول الكلاب ، اصفر |
| Bütün istediğim her gün baktığım soğuk, çelik, gri dış yüzeylerde sıcak, flu ve insana özgü bir şeyler görmekti. | TED | كل ما أردت أن أراه كان شيئا دافئاً وغامضاً وإنسانياً على الواجهة الرمادية الباردة والحديدية التي انظر إليها كل يوم. |
| Binlerce örümceğin ördüğü gri bir ağ. | Open Subtitles | كان كالنسيج الرمادى الذى نسجه الف عنكبوت |
| Hattie için gri diye bir şey yoktu. Sadece siyah ya da beyaz vardı. | Open Subtitles | بالنسبة لهايتى, لايوجد شئ رمادى, إما ابيض او اسود |
| Kaliforniya, burası gri Merkez 1. | Open Subtitles | كاليفورنيا، هنا قاعدة غراي واحد. الرجاء التأهب للأوامر. |
| Siyah, gri, mavi... hiç bir araba girip çıkmayacak. | Open Subtitles | مامن سيارات سوداء ، رماديه ، زرقاء تدخل أو تخرج |
| Onu gömmek için gri bir takım aldığını sanıyordum. | Open Subtitles | خلتُ أنكِ اخترتِ حلّة رماديّة لدفنهِ فيها؟ |
| Diğer noktalar hâlâ beyaz mı? Yoksa garip gri ışıltılar mı gösteriyorlar? | TED | النقاط الأخرى، هل لا زالت بيضاء؟ أم أنها أصبحت تصدر وميضًا رماديا غريبًا؟ |
| gri "sağ hakkında Çavuş" - Good Morning Men - | Open Subtitles | -على يميني سيرجنت "جراي" -صباح الخير يا رجال |
| gri renktedir. Bu dış tabaka, insan beyninin etrafındaki, olağanüstü damar sistemidir. | TED | وهو يبدوا رمادياً. وهذه الطبقة الخارجية ، عبارة عن شبكة من الأوعية الدموية. وهي مدهشة ، وتحيط بالدماغ البشري. |
| Evde bir adam vardı, iki de gözcü ve gri minibüste bir sürücü. | Open Subtitles | اللص بالمنزل و أثنين للمراقبه و السائق فى السياره الرماديه |
| Daha yakından bakarsanız, küçük beyaz bir balık olduğunu görecekseniz, yakınlarda takılan küçük, beyaz ve gri bir balık. | TED | إذا رأيت عن قرب سوف ترى سمكة بيضاء صغيرة، سمكة صغيرة بيضاء ورمادية تسبح بالقرب منهم. |
| Bütün gri türler kayboluyor. | TED | فكما نرى سوف تختفي كل الفصائل التي تم تحديدها باللون الفضي |