| Hayır, Dean doğru olanı yaptı aslında. Onunla gurur duymalısın. | Open Subtitles | ما تقوم به ليس صائباً يجب أن تكون فخوراً به |
| Etrafa karşı gerçek bir farkındalık gösteriyor. - gurur duymalısın. | Open Subtitles | إنه يظهر إدراكاً حقيقياً للمحيط يجب أن تكون فخوراً به |
| Aslına bakarsan, kardeşinin klasik anlamda yakışıklı olmasıyla gurur duymalısın. | Open Subtitles | فى الواقع يجب أن تفخر أن لديك أخ وسيم كلاسيكياً |
| Etrafta görünmekten utanmak yerine, gurur duymalısın. | Open Subtitles | من الضروري أن تكوني فخورة و لستِ محرجة من ظهوركِ علنا |
| Onunla gurur duymalısın. | Open Subtitles | إلى الإستخبارات الجالية. أنت يجب أن تكون فخور جدا منه. |
| Çok iri ve gelişmiş bir vücudun var. gurur duymalısın. | Open Subtitles | أنت ضخم و جسدك ينمو جيداً يجب ان تفخر بجسدك |
| Gayet iyiydin. Kendinle gurur duymalısın. | Open Subtitles | لقد أبليتِ جيّدًا، يجب أن تفخري. |
| - Bela istemiyorum. - gurur duymalısın. | Open Subtitles | .ـ نحن لسنا بحاجة للمشاكل .ـ أنت يجب أن تكون فخوراً |
| En sonunda, verdiğin kararla gurur duymalısın. | Open Subtitles | عندما توضع في هذا يجب أن تكون فخوراً بقرارك الذي إتخذته |
| Bu bir savaşçı üniforması, gurur duymalısın. | Open Subtitles | نسائياً. إنه بذلة المحارب يجب أن تكون فخوراً. |
| O kadının hayatını kurtardığın için kendinle gurur duymalısın. | Open Subtitles | يجب أن تفخر بإنقاذك لهذه السيدة |
| Bence kendinle gurur duymalısın. | Open Subtitles | فريز " لماذا تظن تتخفى عن هذا ؟ " أعني يجب أن تفخر بنفسك |
| Benimle gurur duymalısın. Kötü adamları öldürmek falan. | Open Subtitles | يجب أن تفخر بي، أقتل البشر الأشرار. |
| Ama önemli olan sen harika bir film yaptın ve gurur duymalısın. | Open Subtitles | أعددتِ فيلماً رائعاً و يجب أن تكوني فخورة به |
| Kendinle gurur duymalısın. İyi bir üniversiteye gideceksin. | Open Subtitles | يجب أن تكوني فخورة بنفسك ستذهبين الى جامعة جيدة |
| Gerçekten gurur duymalısın, Norman! | Open Subtitles | لآبد أن تكون فخور جداً يا نورمان |
| gurur duymalısın. | Open Subtitles | يجب ان تفخر به. |
| Otopsi odasında işinle gurur duymalısın. | Open Subtitles | يجب أن تفخري بعملكِ في غرفة التشريح. |
| Sana geldi ve yutmadın. Kendinle gurur duymalısın. | Open Subtitles | لقد مرت عليك و لكنك لم تنخدعي,بجب أن تشعري بالفخر |
| Çok zeki bir kızın var Rupert. Onunla gurur duymalısın. | Open Subtitles | لديك ابنة ذكية روبرت يجب ان تكون فخور بها |
| gurur duymalısın, oğlum. Buzz Harley bir Amerikan kahramanıdır. | Open Subtitles | يجب أن تفتخر باز هارلي هو بطل أميركي حقيقي |
| Neden, bu çok iyi bir şey, Raymond. gurur duymalısın. | Open Subtitles | هذا رائع "رايموند" يجب أن تكون فخورا جدا |
| Kendinle gurur duymalısın arkadaşının arkasını kolladın. | Open Subtitles | يجب أن تكون فخورة جدا بنفسك. أنت وقفت لأحد الأصدقاء. |
| Kendinle gurur duymalısın. | Open Subtitles | يجب ان تكون فخوراً. |
| Onunla gurur duymalısın senin yolundan gittiği için. | Open Subtitles | يجب عليك أن تفخر بها و هى تتمثل بك فى عملك |
| gurur duymalısın. Sen futbolun geleceğisin. | Open Subtitles | كن فخوراً يا بني أنت مستقبل كرة القدم الآن |
| İşte sırf bu yüzden sana anlatmak istedim .çünkü onunla ve en başta kendinle gurur duymalısın. | Open Subtitles | لهذا أردت اخبارك لأنك يجب أن تكونى فخورة بها وبنفسك |