| Höxenhaven dinleme olayı hakkında izinsiz bir basın toplantısı düzenledi sonra da Laugesen'ın kitabı bizi çok zor durumda bıraktı. | Open Subtitles | هوكس اقام مؤتمرا صحفيا بدون موافقتي بخصوص التنصت وبعدها خرج علينا لاغسن بكتابه وقد احرجنا جدا |
| Bjorn Marrot zayıf bir liderdi. Höxenhaven zayıf değil. | Open Subtitles | بيورن ماروت كان قائدا ضعيفا، هوكس ليس بالضعيف |
| - Şey Höxenhaven liderliğinde İşçi Partisi silkinip toparlanıyor. | Open Subtitles | حزب العمال بزعامة هوكس ينفض الغبار عن نفسه |
| Evet? Hemen Höxenhaven'la görüşmek istiyorum. Mazeret istemiyorum. | Open Subtitles | استدعي هوكسنهيفن الان ولا تقبلي الاعتذار |
| Yoksa bunu niye bize versin? - Höxenhaven'ı ipten kurtaracak. | Open Subtitles | التسجيل سيوجه الانظار بعيدا عن هوكسنهيفن |
| İşçi Partisi, Pernille Madsen ve Troels Höxenhaven'in aday olacaklarını söylüyor. | Open Subtitles | العمال يتحدثون عن بيرنيل مادسن وترولز هوكسنهيفن |
| - Bunu gördün mü? Evet. Höxenhaven Etkisi. | Open Subtitles | اجل، صورة هوكس الجديدة يجب ان نعمل لتحسين صورة جانبك القيادي |
| Tabii, Express artık Höxenhaven'e karşı adil olacak ne de olsa öldü. - Güzel. | Open Subtitles | بالطبع صحيفتي ستتكلم عن هوكس باحترام بعد موته |
| Höxenhaven yarın konu hakkında tüm sorulara cevap verecek. | Open Subtitles | هوكس سيجاوب على جميع اسئلتكم غدا |
| Höxenhaven bunu bilir, diğer bakanlar da. | Open Subtitles | هوكس وبقية الوزراء يعرفون بهذه الحقيقة |
| Höxenhaven'ın bunun sonucuna tek başına katlanmasını bekleyemeyiz. | Open Subtitles | لا نتوقع ان يستقيل هوكس من تلقاء نفسه |
| Tek stratejik çözüm, Höxenhaven'la devam etmek. | Open Subtitles | التكتيك الوحيد هو الابقاء على هوكس |
| Höxenhaven Başbakan olmak mı istiyor? | Open Subtitles | هل يطمح هوكس ليصبح رئيس الوزراء؟ |
| Troels Höxenhaven gün içinde bir basın toplantısı yapacak. | Open Subtitles | سيعقد ترولز هوكسنهيفن مؤتمرا صحفيا لاحقا اليوم |
| Höxenhaven ikinci defadır küstahça bana karşı çıkıyor. | Open Subtitles | هذه المرة الثانية التي يعصي فيها هوكسنهيفن الامر المباشر |
| İşte ihtiyar Höxenhaven. | Open Subtitles | وها نحن نتعامل مع هوكسنهيفن الجد |
| İstihbarat, Höxenhaven'ın alanı. | Open Subtitles | البوليس السري من اختصاص هوكسنهيفن |
| Höxenhaven'in kişisel hırsı, partiye sadakatine baskın çıkar. | Open Subtitles | طموح هوكسنهيفن يفوق ولاءه للحزب |
| Parti Başkan Yardımcısı Troels Höxenhaven şu yorumu yaptı: | Open Subtitles | وهذا ماعلق به نائب رئيس الحزب هوكسنهيفن |
| Höxenhaven 6'da konuğum olacak. | Open Subtitles | تحدثت مع وزارة العدل، وزير العدل سيتواجد معي في اخبار السادسة |
| Höxenhaven ve Thorsen bu sabah pek sıkı fıkıydılar. | Open Subtitles | هوكسهيفن وتورسن بدوا شاحبين الوجه اليوم |
| Höxenhaven'ın da eşcinsel eğilimleri var. | Open Subtitles | وزير العدل ترولز هوكسينهيفن له علاقات جنسية مثلية |