| Hükümette etkili dostları olan sadık bir anti-komünisttir. | Open Subtitles | معادي مخلص للشيوعية مع أصدقاء مؤثرين بالحكومة |
| Cummings Hükümette bu işle alakalı tek adam değil. | Open Subtitles | ليس هو الوحيد وراء هذه العملية ممن يعملون بالحكومة |
| Tek istediğim şey, insanlarımın Hükümette bir temsilcisinin olması. | Open Subtitles | كل ما أطلبه أن يكُن لقومى صوتاً بالحكومة |
| - Hükümette çalışmak isterim. | Open Subtitles | على أمل، في الحقيقة، إدخلت فرع حكومي. |
| Babam Hükümette memur. | Open Subtitles | والدي مسؤول حكومي |
| Hükümette pis işler döndüğü ortada. | Open Subtitles | لاخطر من قول.. انه يوجد شيئا ما فاسد داخل الحكومة |
| Hükümette bir sürü bağlantım var. | Open Subtitles | أنا لدى علاقات بالحكومة |
| Hükümette bir işin oldu. | Open Subtitles | حسناً، لديكِ وظيفة بالحكومة |
| İnsanlarım, Hükümette temsil edilmeyi hak ediyorlar. | Open Subtitles | قومى يستحقون صوتاً بالحكومة |
| Ama en azından Hükümette çalışan biriyle görüşme fırsatı yakalamış olur. | Open Subtitles | -لكنّها على الأقل مكالمة مع مسؤل حكومي . |
| Ama Hükümette sadece birkaç kişide olan bilgi ve kaynaklara erişebilmem gerek. | Open Subtitles | ولكني بحوجة لمعلومات ومصادر يمتلكها قلائل داخل الحكومة |