| Hayır, şimdi yine hıçkırarak ağlamama sebep oluyorsunuz. | Open Subtitles | لا، والآن كنت قد حصلت لي ينتحب مرة أخرى. |
| Kollarımın arasında yattı ve bana hıçkırarak korkunç şeyler anlattı. | Open Subtitles | لقد كان ينام بين ذراعي وهو ينتحب و قد قال لي أمور فظيعة |
| "Gel, gel," diye sürdürdü konuşmasını, o titreyen sesiyle, hıçkırarak ağlıyordu. | Open Subtitles | 'تعال .. تعال! " وقال انه ذهب، صوته مكسورة، ينتحب. |
| Rudy hıçkırarak Finn'e niye her şeye sahip olman gerek diye bağırıyordu. | Open Subtitles | (كان (رودي) ينتحب ويصرخ بوجه (فن سائلاً عن سبب استحواذه لكل شيئ |
| Kollarımda hıçkırarak ağladı. | Open Subtitles | كان ينتحب بين ذراعيّ |
| hıçkırarak ağladı. | Open Subtitles | وكان ينتحب |