| Koronal kütle atımlarının hızları değişmekle birlikte saniyede 1250 1450 km hızla atılabilirler. | Open Subtitles | قذائف الكتل الإكليلية تتراوح بين سرعات مختلفة لكنها من الممكن أن تحدث مثلاً |
| Araç ilerlerken, şiddetli rüzgar hızları ve büyük ölçekte artan basınç kaydetti. | Open Subtitles | في الطريق لاسفل ,سجلت سرعات رياح عنيفة وضغط متزايد علي نحو واسع |
| hızları onları okyanusların en dehşetli yırtıcılarından biri yapar. | Open Subtitles | سرعتهم تجعلهم أكثر مفترسي المحيط رعباً. |
| Sanırım güvenli olmayan hızları denemek için doğru zaman. | Open Subtitles | أعتقد أنه حان الوقت لتحربة بعض السرعات الخطيرة. |
| Yola çıkış saatlerine baktım, muhtemel hızları düşündüm ve buradan uzağa gidemeyeceğine karar verdim. | Open Subtitles | من الممكن ان تكون قطاراً، او حافلة، او سيارة القيت نظرة على جداول المغادرة، و وضعت في الحسبان السرعات المتوقعه و بالنسبة لي، لا اظن بأنه استطاع تجاوز هذا |
| Kaptan, 042 dereceye dönüyorlar mesafe 182 mil, yönleri 180, hızları 12. | Open Subtitles | أيها الكابتن , إنهم يتجهون 042 درجة المدى 182 ميل زاوية 180 وسرعة 12 عقدة |
| CD-ROM okuma hızları hala 130 ms dolayında. | Open Subtitles | وسرعة قراءة القرص المدمج ما زالَت في الـ130 ملي ثانية، |
| Sanırım demir damarına rastladılar ve hızları azaldı. | Open Subtitles | لقد اصطدموا طبقة من الحديد الخام في طريقهم سيؤخرهم ذلك قليلا ً |
| Objektif hızları. | Open Subtitles | ـ سرعات مصراع الكاميرا ـ نعم |
| Ancak hızları biraz düşük. | Open Subtitles | لكن السرعات أبطأ بقليل |
| Her bir yıldızın çekim gücü diğerini çekiyor akıl almaz yörüngesel hızları onları birbirinden ayrı tutuyor. | Open Subtitles | ..جاذبية كل منهم تجذب الآخر وسرعة دورانهم المدارية الهائلة تفرقهم |
| Rüzgar hızları ve yönleri, asimetriler. | Open Subtitles | عن البناء الداخلى وسرعة الرياح |
| Sanırım demir damarına rastladılar ve hızları azaldı. | Open Subtitles | لقد اصطدموا طبقة من الحديد الخام في طريقهم سيؤخرهم ذلك قليلا ً |