| Bu akşam umduğumdan geç döneceğimi haber vermek istedim. | Open Subtitles | أردت أن أخبرك بأنني سأتأخر أكثر مما توقعت |
| Terbiyemden ve saygımdan ötürü de bu dünyada senin kanını taşıyan bir çocuğunun olacağını sana haber vermek istedim sadece. | Open Subtitles | لذا بدافع الإحترام والرُقيّ لقد أردت أن أخبرك أنك ستحصل على أبن بصلة دم في العالم |
| Çok daha önce aramalıydım ama şunu haber vermek istedim; güvenli bir yer buldum. | Open Subtitles | أعلم أنه كان علي الإتصال فقد أردت أن أخبرك أنني أنا في مكان آمن |
| Bu akşam umduğumdan geç döneceğimi haber vermek istedim. | Open Subtitles | أردتُ أن أخبركِ بأنّي سأتأخّر قليلاً أكثر ممّا توقّعتُ |
| Sadece sana haber vermek istedim. | Open Subtitles | لقد أردت أن أبلغكِ بالأخبار فحسب |
| Mülakatımın nasıl geçtiğini haber vermek istedim. | Open Subtitles | أردت أن أقول لكم أنني كنت بمقابلة عمل |
| Sadece her şeyin kontrolüm altında olduğunu haber vermek istedim. | Open Subtitles | نعم فقط أردت إعلامك أن كل شيء تحت السيطرة |
| Benden haber alamadığında ne kadar streslendiğini biliyorum o yüzden bir süre uzakta olacağımı haber vermek istedim belki taşınabilirim de. | Open Subtitles | أنا فقط أعرف كم أنت تشعر بالقلق عندما لا تسمع منى لذا أردت أن أخبرك |
| Sadece kızlarla iyi olduğumuzu haber vermek istedim. | Open Subtitles | مرحباً فقط أردت أن أخبرك أني والبنات... |
| Sana bizzat haber vermek istedim, O'Bannon'ı yakaladık. | Open Subtitles | أردت أن أخبرك بهذا بنفسي لكننا قبضنا على (أوبانون) |
| -Sana haber vermek istedim de. | Open Subtitles | -فقط أردت أن أخبرك . |
| Hemen size haber vermek istedim. | Open Subtitles | أردتُ أن أخبركِ في الحال |
| Sadece sana haber vermek istedim. | Open Subtitles | لقد أردت أن أبلغكِ بالأخبار فحسب |
| Neyse, Batı Yakası'na döndüğümü haber vermek istedim. | Open Subtitles | حسنا، فقط أردت أن أقول لكم أن chegue¡ إلى الساحل الغربي، |