| Bu büyük bir.. felaketin habercisidir demek! | Open Subtitles | ما يعنيه هو أن ذلك نذير كارثة وشيكة كبيرة. |
| Eğer musluk damlatmaya başlarsa bu fırtınanın habercisidir. | Open Subtitles | إذا بدأ الصنبور في التنقيط فإنه نذير عاصفة |
| Muhteşem kanatlı bir yaratık gibi süzülen rüzgar yaklaşan bir tehlikenin habercisidir. | Open Subtitles | قريباً، هُناك نذير بالخطر سوف يقترب مُحلق في الرياح المتقلبة، نذير على شكل مخلوق مُجنح مُهيب. |
| (ÖTÜŞMELER) Ama bu ses çok farklı bir tehlikenin habercisidir. | Open Subtitles | أما هذا الصوت هو نذير خطر من نوع آخر. |
| Kötü talihin değil ama bir değişimin habercisidir. | Open Subtitles | ليس نذير نبؤة سيئة، لكنه نذير تحول. |
| Disk izleyicilerini işaretleyerek onlara kesin ve kaçınılmaz ölüm hükmü veren büyük bir felaketin habercisidir. | Open Subtitles | "القرص هو نذير لسوء حظِّ كبير، يضع علامة على مُشاهديه" "ويحكم عليهم بموتٍ أكيد لا مفرّ منه". |
| Dövmeler, olacakların habercisidir. | Open Subtitles | الوُشوم ما هي إلا نذير لما هو آتِ |
| "Çünkü o ölümün habercisidir." | Open Subtitles | " هذا لأنه نذير الموت " |
| Ondan uzak dur çünkü o, ölümün habercisidir. | Open Subtitles | "تجنبوه ... هـذا لأنه نذير بالموت." |
| Korku hatanın habercisidir. | Open Subtitles | هو نذير الفشل |
| - Evet. - Kötülüğün habercisidir. | Open Subtitles | إنه نذير شر |