| Evet, birkaç ay önce buranın hademe odası olduğunu düşünürsen... | Open Subtitles | أجل ولتفكري أنّه قبل شهرين، كانت هذه الغرفة خزانة البواب. | 
| hademe bir adamın pencereden atlayıp arka sokağa koştuğunu söyledi. | Open Subtitles | رأى البواب القاتل يقفز من النافذة و هرب إلى الزقاق | 
| Bu bir iki ay sonra bir hademe tarafından üniversitenin deposunda bulundu. | Open Subtitles | هذا وجد بعد شهرين من قبل بواب في مخزن آر سي سي | 
| Yurttaki hademe ile bile yatmıştım. | Open Subtitles | حتّى أننّي قمتُ بذلكَ مع البوّاب في غرفتي. | 
| Ama paraya ihtiyacı vardı, gündelik işçi, hademe ya da belki tamirci olabilirdi. | Open Subtitles | لكنه بحاجة للمال لذا غالبا كان يعمل نهارا عامل نظافة ربما رجل تصليحات | 
| Ve hademe adam hâlâ Aziz Anthony'yi arıyor, fakat o telefonu açmıyor. | TED | ومازال عامل النظافة يناجي القديس أنتوني، ولكنه لا يرد عليه. | 
| Yanınızda hademe, laboratuvar asistanı ve yaşlı bir profesör var. | TED | معك البواب ومساعدة المخبر والبروفيسور العجوز | 
| hademe biraz yavaş ve ona beş dakika lazım ve profesörün geçmesi de, her adımda iplere tutunduğu için tam on dakika sürüyor. | TED | البواب أبطئ قليلًا ويحتاج لـ 5 دقائق ويستغرق من البروفيسور 10 دقائق كلملة مُتمسِّكًا بالحبال في كُلِّ خطوةٍ من الطريق | 
| hademe bize... Zıbartop diye bir oyun varmış gibi davranırsak, sana tenis topu atabileceğimizi söyledi. | Open Subtitles | لقد أخبرنا البواب ان نتظاهر بمعرفتنا للعبة الكرة الهزازه لكي نرميك بالكرة | 
| hademe mi olacağım ya da tamirci falan mı? | Open Subtitles | هل يمكنني أن أكون البواب مثلاً أو رجل التصليح ؟ | 
| Okulda uyuşturucu satan hademe ne oldu? | Open Subtitles | ماذا عن البواب الذي كان يتعامل مع المخدرات في المدرسة؟ | 
| Güce sahip kaç tane hademe tanıyorsun? | Open Subtitles | كم من بواب تعرفة لديه القوة حتى يستطيع ان يتحدث عن نفسه ؟ | 
| Seninkisi aynı çünkü hep hademe gibiydin. | Open Subtitles | مهنتك نوعاً ما المثل لأنك دائماً كنت بواب | 
| hademe, caddenin iki tarafının da sadece St. Angeles personeline ayrıldığını söyledi. | Open Subtitles | وقال بواب محفوظة جانبي الشارع للعاملين في لوس شارع فقط. | 
| Hey, hademe bluzundan içeri bakıyordu. | Open Subtitles | مهلاً، ذلك البوّاب يَنظر أسفل قميصِكَ | 
| Bence şimdilerde herkesin hademe olabilmesi çok güzel. | Open Subtitles | أتعلم, أعتقد من الرائع أن يكون أي أحد عامل نظافة الأن | 
| hademe, hastanede değil de morgda çalışsaydı da aynı işi yapacaktı. | TED | فوظيفة عامل النظافة هذه يمكن أن تُؤدى في مشرحة تمامًا كما تُؤدى في مستشفى. | 
| İkimizde biliyoruz ki burada hademe olmadığın gibi beni de anlayabiliyorsun. | Open Subtitles | كلانا يعرف انك تفهمني, كما كلانا يعرف انك لست الحاجب | 
| Ve sonra Gupta Rajan. Bir hademe. | Open Subtitles | وبعد ذلك هناك جوبتا راجان إنه بوّاب | 
| Maaşım düşük olsa da, hademe olduğumu düşünmüyorum. | Open Subtitles | ، بالرغم من أني أقبض راتب أقل لا زلت لست بواباً | 
| Bu hademe olmadan önceydi. | Open Subtitles | كان ذلك قبل أن أصبح حارس المدرسة | 
| Haberiniz olsun, bu hademe olarak son göreve çıkışımdır. | Open Subtitles | لعلمكم هذه آخر مرة ساكون متخفي على هيئة حاجب | 
| Üzgünüm efendim. Küçük bir hademe problemimiz vardı. | Open Subtitles | آسف سيّدي، ثمة مشكلة بسيطة مع عامل التنظيف | 
| Sean ve ekürisi gerçekten şiddet düşkünü tiplerdi. Peki hademe, olayı neden polise bildirmedi? | Open Subtitles | الذي لَمْ هذا البوّابِ ملف a شرطة تَذْكرُ؟ | 
| Bu yüzden mi hademe oldun? | Open Subtitles | هل أصبحت حارساً بسبب ذلك ؟ | 
| Hapishane hastanesinde hademe olarak çalışıyordum yani... | Open Subtitles | كنت أعمل ممرض في مشفى السجن، لذا... | 
| Yaşlı adama yaklaşmak için başka bir yol bulmalısın, çünkü Violet Nottingham sakız çiğneyen bir hademe ile birlikte olmaz. | Open Subtitles | لكن هذا لن ينجح , عليك أن تجد طريقة أخرى للتقرّب من العجوز لأن لدي ما أقوله لك فيوليت نوتنغهام لن تواعد رجل صيانة يديه قذرتان |