| Burayı hak eden biri varsa o da sensin dostum. | Open Subtitles | إذا كان هناك من يستحق ذلك فإنه أنت يا بنى |
| Aman yahu! Gerçek ölümü hak eden biri varsa o cadıdır. | Open Subtitles | تباً ، إن كان أحد يستحق الموت الحقيقي فهو تلك الساحرة |
| Travis öyle ya da böyle masamı asıl hak eden adama yönlendirecek beni. | Open Subtitles | بطريقة أو بأخرى ترافيس سوف يقودني إلى شخص , يستحق طاولتي بـ شدة |
| Ama biz akıllı insanlarız ve kesinlikle uzun vadede hayatımızı hak eden şeylerle dolduracak güce sahibiz. | TED | لكننا أناسٌ أذكياء وعلى المدى الطويل لدينا القوة لملء حياتنا بالأشياء التي تستحق الوجود. |
| Cezalandırılmayı hak eden birini nasıl affedersin? | Open Subtitles | كيف يمكنكِ مسامحة هؤلاء الذين يستحقون العقاب ؟ |
| Yargıçlık yaptığım bunca yıl boyunca cezayı böylesine hak eden birini daha görmedim. | Open Subtitles | خلال كل سنوات عملي كقاض لم اسمع أبدا عن شخص ما .. يستحق |
| Aileni, başına gelen her şeyi hak eden bir adam için feda etmenin ne yararı var. | Open Subtitles | ما فائدة التضحية بعائلتك من اجل رجل يستحق ما يحدث له؟ |
| Onu hak eden birini görürsem sevgimi ona hemen veririm. | Open Subtitles | الأمر لا يأخذ منّي وقتاً طويلاً عندما يكون الشخص يستحق ذلك. |
| Birine teşekkür etmek istiyorsan hak eden birine et. | Open Subtitles | إن كنت تود أن تشكر أحد، فعليك أن تشكر الذي يستحق شكرك. |
| Adaylığı hak eden birileri varsa sizlersiniz. | Open Subtitles | إذا كان هناك أحد يستحق الترشيح فبالتأكيد هو أنتم |
| Burada çamur banyosunu hak eden biri varsa o da sensin. | Open Subtitles | إذا كان هناك أي أحد يستحق أن يلتحف بالعشب البحري ويدفن بالطين، فهو أنت |
| Ama düşünmeden edemiyorum belki senin hayatında bunu daha çok hak eden birisi vardır. | Open Subtitles | ولكن لا يسعني إلا أن أفكر بأن ربما هناك شخص ما في حياتك يستحق ذلك أكثر منّي. |
| Cennete gitmeyi hak eden biri varsa, o da babandı. | Open Subtitles | لو اي شخص يستحق ان يذهب للجنة, سيكون والدك |
| Bir araba tarafından çarpılmayı, bu adamdan daha fazla hak eden birini tanıdığımı zannetmiyorum. | Open Subtitles | لأنه يجب أن يموت، كما تعلم لا أعتقد بأنني عرفت أي شخص يستحق الإصطدام بسيارة كهذا الشخص |
| Bu yüzden bana sessizliğimizden daha fazlasını hak eden tek siyah kadının Sandra Bland olduğunu söyleyemezsiniz. | TED | لذلك لا يمكنكم القول لي بأن ساندرا بلاند هي المرأة السوداء الوحيدة التي تستحق العنف أكثر من صمتنا. |
| İkinci bir şansı hak eden bizim gibi insanlara yardım ediyorum. | Open Subtitles | أنا أساعد الناس أمثالنا الذين يستحقون فرصة ثانية |
| Hadi ama, her gün ortak olmuyorsun, ve bunu seni kadar hak eden birini tanımıyorum. | Open Subtitles | إنّهُ ليسَ بكلِّ يومٍ تكونُ شريكًا .ولمْ أعرفُ أحد يستحقُ ذلك كثرك |
| Burada ölmeyi tek hak eden kişinin sen olduğuna bayağı eminim. | Open Subtitles | الشخص الوحيد هنا الذي أنا مُتأكّد أنّه يستحقّ الموت هُو أنت. |
| Özel birer teşekkürü hak eden bazılarını sizlere takdim etmek benim için ayrıcalıktır. | Open Subtitles | وإنّه لمن عظيم شرفي أن أنتقي نخبة تستحقّ إنجازاتهم إقرارًا مميّزًا. |
| Muhtemelen başına gelenleri hak eden biri için var olduğundan emin olmadığım bir kızı köşe bucak arayacak vaktim olduğunu sanmıyorum. | Open Subtitles | ربما هي غير موجودة من أجل شخص اخذ ما يستحقه على اية حال؟ |
| Gerçekten hak eden tek kişi sensin. | Open Subtitles | -أنت الوحيد الذي يستحقني حقًا |
| Sana onu daha fazla hak eden birine transfer etmenin bir yolu olduğunu söylesem? | Open Subtitles | ماذا إذا قلت لك إن ثمّة وسيلة لنقلها إلى شخص يستحقّها عنك قليلًا؟ |
| Özgürlüğü hak eden herkesi affediyorum | Open Subtitles | أنا سأغفر لأولئك الذين يستحقّون الحرّية. |
| Sadece bunu hak eden bir iş adamı çıktığında... | Open Subtitles | هل هذا.. يتم إعطاؤها فقط للشخص الذي يستحقها.. |
| Seni hak eden birinin olduğuna inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أصدق أن هناك من يستحقك حقاً |
| Yanlış anlamayın, hapiste olmayı hak eden çok insan var. | TED | لا تسيؤوا فهمي، هناك العديد من الأشخاص يستحقون أن يقبعوا بالسجن. |