| Ölmeyi hak ediyordu demiyorum tabii ki en azından rahmetli kocamın balıkçı kulübesinde değil ama fırıldak gözleriyle ve sapıklığıyla birçok insanı sinirlendiriyordu. | Open Subtitles | لا أقول إنه استحق الموت.. وفي الكوخ الثلجي لزوجي الراحل.. لكنه أثار غضب الكثير من الناس هنا |
| Evet ama yine de o kötü adam düzgün bir şekilde yargılanmayı hak ediyordu. | Open Subtitles | أجـل، ومع ذلك هذا الرجل السيء استحق محاكمـة من قِبل أقرانه |
| Tek ümidim, ona iyi bakmış olman çünkü o bunu hak ediyordu. | Open Subtitles | أتمنى فقط أنك كنت تهتم لأجلها لأنها كانت تستحق هذا |
| Temiz bir sicille doğmayı hak ediyordu. | Open Subtitles | لقد كانت تستحق أن تولد فى بيئة صالحة |
| O bir asalaktı, bir parazit, ve dışlanmayı hak ediyordu. | Open Subtitles | لقد كانت سلعة كانت طفيليه على جلد المجتمع التي استحقت تصفيته |
| Toplumumuz bir şeyleri başarmak için yeni yolları hak ediyordu. | TED | مجتمعنا يستحق طريقة جديدة في فعل الأمور |
| O, benden iyisini hak ediyordu, ben de senden iyisini. | Open Subtitles | لقد إستحق الأفضل منى ، كما أستحققت الأفضل منك |
| İyi bir CIA memurunu öldürdüler. Daha iyisini hak ediyordu. | Open Subtitles | لقد قتلوا عميلة إستخبارات جيدة، لقد إستحقت أفضل من هذا |
| Robert okula devam edebilmek için bir şansı daha hak ediyordu. | Open Subtitles | استحق روبرت فرصة لإكمال دراسته |
| O da bulunmayı hak ediyordu. | Open Subtitles | استحق أن نعثر عليه |
| Çünkü bunu hak ediyordu. | Open Subtitles | لأنه استحق ذلك |
| Mike evrenin verdiğinden daha fazlasını hak ediyordu. | Open Subtitles | (مايك) استحق أفضل من الكون |
| Dul bir kadın olmayı beklemekten çok daha iyi bir hayatı hak ediyordu. | Open Subtitles | كانت تستحق حياة أفضل من أن تصبح أرملة |
| Bundan daha iyisini hak ediyordu | Open Subtitles | كانت تستحق منك أفضل من هذا |
| Senden çok daha iyisini hak ediyordu. | Open Subtitles | كانت تستحق الأفضل منك |
| Para, uyuşturucu, ferah bir yaşantı ama o daha iyisini hak ediyordu. | Open Subtitles | الأموال ، المُخدرات ، حياة سعيدة لكنها استحقت ما هو أفضل من ذلك |
| Çok güzel bir hayatı hak ediyordu. | Open Subtitles | اعتقد انها استحقت حياة مليئة |
| - O kabadayı bunu hak ediyordu. | Open Subtitles | تلك المتنمرة استحقت ذلك |
| Daha iyisini hak ediyordu. | Open Subtitles | كنت تعطيه أحضاناً سيئة حقاً كان يستحق أفضل من ذلك |
| O bebek elimizdeki en iyi pediatrik cerrahı hak ediyordu ama işleri berbat ettiğin için orada değildin. | Open Subtitles | إستحق ذلك الطفل أفضل جرّاحي الأطفال الذين لدينا و لم نحظَ به لأنّكَ أخفقت |
| Büyükanne Leah güzel şeyleri hak ediyordu. | Open Subtitles | لقد إستحقت الجدة "ليّا" شيئاً لطيفاً |
| Oysa, kesinlikle dayağı hak ediyordu. | Open Subtitles | -إذا كان هو، فقد إستحقّ بالتأكيد الضرب كان هو. |
| İkisi de başlarına geleni hak ediyordu. | Open Subtitles | لقد استحقوا ما أصابهم، وأنا ايضاً |