| Yakalanan adam saygıyı hak etmez, öyle değil mi? | Open Subtitles | الرجل الذي يجعلهم يمسكون به لا يستحق الاحترام اليس كذلك |
| Yakalanan biri saygı görmeyi hak etmez, ha? | Open Subtitles | الرجل الذي يجعلهم يمسكون به لا يستحق الاحترام اليس كذلك |
| Merhametsiz bir kral, krallığı hak etmez. | Open Subtitles | ملكٌ من غير رحمة لا يستحق أن تكون له مملكة |
| Damarlarında akan kan ne olursa olsun, hiç kimse orada ölmeyi hak etmez. | Open Subtitles | مهما كان الدم الذي ينبض بعروقك لا احد يستحق الموت هناك |
| Başına gelenleri kimse hak etmez. | Open Subtitles | كلاّ، اسمعي، لا أحد يستحقّ ما حدث لكِ. |
| Ama kimse öyle ölmeyi hak etmez. | Open Subtitles | و هُمْ مُجرمون، لكن لا أحد منهم يستحق الموت هكذا |
| Üstelik bu daha başlangıç? Çok özür dilerim tatlım. Hiç kimse buradan iki kez geçmeyi hak etmez. | Open Subtitles | آسفة جداً يا حبيبتي، لا أحد يستحق أن يكون هنا مرتين |
| Yakalanan biri saygı görmeyi hak etmez, ha? | Open Subtitles | الرجل الذي يجعلهم يمسكون به لا يستحق الاحترام اليس كذلك |
| Böyle bir sistem savunulmayı hak etmez, yıkılmalı ve tekrar kurulmalıdır. | Open Subtitles | النظام لا يستحق أن يتم الدفاع عنه إنه يستحق أن يتم تفكيكه ثم إعادة جمعه مرة أخرى |
| Bir polis memuru, sadece işini yaptı diye özel ilgiyi hak etmez. | Open Subtitles | لا يستحق ضابط الشرطة أي اهتمام خاص.. لمجرد أدائه واجبَه |
| Hiç kimsenin plağı suyun dibini boylamayı hak etmez. | Open Subtitles | لا يوجد رجل يستحق أن أن يقذف بعمله في النهر |
| Belki. Ama herkes ikinci şansı hak etmez mi? | Open Subtitles | ربما، لكن ألاّ يستحق الجميع فرصة ثانية ؟ |
| Ama ben yapmadım, kimse böyle bir şeyi hak etmez. | Open Subtitles | ولكنه لم يكن أنا لا يستحق أحد أن يحدث له هذا |
| fakat ben değildim, kimse böyle bir şeyi hak etmez. | Open Subtitles | ولكنه لم يكن أنا لا يستحق أحد أن يحدث له هذا |
| Kimse ölmeyi hak etmez. Bu sen değilsin. | Open Subtitles | اسمعي، لا أحد يستحق الموت، أنت لا تعنين هذا |
| Güvenlik için özgürlükten vazgeçenler, ikisini de hak etmez ve ikisini de kaybeder. | Open Subtitles | من سيتخلى قليلا عن الحرية من اجل الامن هو لا يستحق الاثنين وسيخسر الاثنان |
| Şunlara bak. Kimse bu kadar mutlu olmayı hak etmez. | Open Subtitles | انظر إليهم، لا أحد يستحق أن يكون بتلك السعادة |
| Oğlundan ikinci kez vazgeçen bir baba bir aileye sahip olmayı hak etmez. | Open Subtitles | أي أب يتخلى عن ابنه مرتين لا يستحق أن تكون له عائلة |
| Hiç bir şey bunu hak etmez. | Open Subtitles | لا شيء يستحقّ ذلك. |
| Madem bazı insanlar bunu hak etmez yapacak bir şey yok. | Open Subtitles | إن كان هناك أناس لا يستحقون ذلك فليس بوسعك عمل شيء |
| Ama herkes merhameti hak etmez. | Open Subtitles | لم أرَ مغزى من قتله , لكن ليس كلّ الآثمين يستحقّون المغفرة |