| Yine de, buzullar erimeden önce bir içkiyi hakediyor, öyle değil mi? | Open Subtitles | و مع ذلك، فإنها تستحق مشروباً قبل أن يذوب الثلج، أليس كذلك؟ |
| Görünmez bir kutuya konup hayali bir rüzgarla savrulmayı hakediyor. Bütün vücudunu... | Open Subtitles | إنها تستحق أن توضع فى صندوق ...مخفى و تنفجر بريح خيالية و |
| Çünkü o bunu hakediyor. Yani, o da bundan sıyrılmaya çalışıyor. Sadece sen değilsin. | Open Subtitles | لأنها تستحق هذا , أعني أنها تمر بهذا أيضا لست أنت فقط |
| Sadece ölü topraklar üzerinde oturanlar yaşamayı hakediyor. | Open Subtitles | أولئك الذين يعيشون في المناطق القاحلة يستحقون العيش |
| Senin gibi biri tarafından somutlaştırılmak ve yan gözle bakılmaktan daha iyisini hakediyor. | Open Subtitles | تستحقّ أفضل من أن ينظر لها .. بموضوعيهوبنظرهخبيثه. من قبل شخص ما مثلك |
| Bence, başına gelebilecek herşeyi hakediyor öyle değil mi? | Open Subtitles | أعتقد أنه يستحقّ ما سيحدث له ألا تعتقد ذلك ؟ |
| Yani, gerçekten ödülü hakediyor. İyi çocuk. | Open Subtitles | أنا أعنى ، أنها تستحق جائزة الطفل الجيد حقاً |
| İlk adetini daha yeni atlatmış bir çocuk bunca araştırmayı nasıl hakediyor? | Open Subtitles | ما الذى يجعل طفله بالكاد اجتازت الفتره الاولى من حياتها تستحق كل هذا البحث؟ |
| Son bir kaç aydır Haley'e serseri gibi davrandım... ve o bundan daha iyisini hakediyor. | Open Subtitles | فقد كنت حقير خلال الأربع شهور الماضية و هايلي تستحق الأفضل |
| Bence bi cevap hakediyor -15 yıl önceymiş..belki de kız öldü | Open Subtitles | كنتُ أفكّر في أنّها تستحق رداً. أجل, وذلك قبل 50 عام, ربّما. ليس الآن. |
| Raina da aynısını hakediyor ve bunu kaldırabilir. | Open Subtitles | تستحق رينا نفس الشيء ويمكنها تقبل الموقف |
| Abby daha iyisini hakediyor. | Open Subtitles | لقد مررت بما هو أسوأ وآبي تستحق أفضل من هذا |
| Sanırım yarın akşamki bültende özel bir bölümü hakediyor. | Open Subtitles | أعتقد بأنها تستحق أن تخصص لها زاوية خاصة في صحيفة يوم الغد المسائية |
| Çiziklere göre, dirseksekteki bu yara dikkatimizi hakediyor. | Open Subtitles | استنادا الى التصدعات, هذه الاصابه للزنذ تستحق اهتمامنا. |
| "ve işte bu yüzden bu ödülü hakediyor. | Open Subtitles | وهذا السبب الذي تستحق به ان تفوز بالجائزة |
| Çocuklar eğitimi hakediyor di mi ? | Open Subtitles | الأطفال يستحقون تعليماً ألا تتفقين معي ؟ |
| Bence çocuklarımız daha iyisini hakediyor değil mi? | Open Subtitles | أعتقد أن فتيتنا يستحقون شيء أفضل. ألا تعتقد ذلك؟ |
| O çok iyi bir kadın ve rahat ettirlimeyi hakediyor | Open Subtitles | هي سيدة لطيفة، وهي تستحقّ لكي تبقى مرتحة |
| Ama... şu an olduğu yerde olmayı hakediyor. | Open Subtitles | يستحقّ أن يكون في مكانه |
| O bunu tek başına alacak, ve onu hakediyor. | Open Subtitles | هو الوحيد الذي يحصل عليها، وهو يستحقها |
| Doğrudan sorulmuş bir soru bu, doğrudan bir cevap hakediyor. | Open Subtitles | سيدتي , هذا سؤال مباشر واعتقد انه يستحق جواباً مباشراً |
| O da benim kadar yaşamayı hakediyor. | Open Subtitles | لماذا؟ يَستحقُّ للعَيْش بقدر أنا أعْمَلُ. |
| Mulan mülkleri değerli birer varlık olarak görülmeyi hakediyor. | Open Subtitles | أن خصائص مولان هو رصيدا قيما الذي يستحقونه. |
| Onu aşağıda tek başına bıraktım ve o daha iyisini hakediyor. | Open Subtitles | تركته بالاسفل وحيداً ويستحق منى أكثر من ذلك |
| İyi bir çocuk. Benden daha iyisini hakediyor. | Open Subtitles | إنّه فتىً طيّب ويستحقّ أفضل منّي |
| Bütün bu kan alevin derinliklerde sonsuza kadar kavrulmayı hakediyor! | Open Subtitles | وهو يستحق مشوي للأبدية في أعماق المشتعلة كل هذا الدم. |
| O iyi biri. Bu kalbi hakediyor. | Open Subtitles | انه شخص طيب و هو يستحق القلب |
| (Alkış) Çok büyük bir alkışı hakediyor gerçekten çünkü son üç aydır pek uyuduğunu sanmıyorum. | TED | تصفيييق إنه يستحق الكثير من التصفيق لأني لا أظن أنه نام كثيرا خلال الشهور الثلاث الماضيه ، حقيقتا |