| Bazı Hakimler hapis cezasını belirlemek için makine üretimli risk puanlarını kullanıyor. | TED | بعض القضاة يحددون درجات الخطر باستخدام الآلة لمعرفة طول المدة التي سيقضيها الفرد في السجن. |
| Hakimler tarafsız adalet düşüncesinden ayrıldılar. | Open Subtitles | أصبح القضاة عُرضة للإبتعاد عن العدالة الموضوعية |
| Bu da sizin vermeniz gereken bir karardır, sayın Hakimler. | Open Subtitles | وهذا هو القرار الذي يواجهكم يا حضرات القضاة إنها معضلة وقتنا هذا |
| Paddy'nin kadrosunda polislerden daha fazlası var belediye çalışanları, politikacılar, hatta belki Hakimler. | Open Subtitles | هناك بعض الشرطة الفاسدة على سلم رواتبه عمال مدينة سياسيون ربما قضاة أيضاً |
| Bakanlar ve Hakimler hepsi satılmış. | Open Subtitles | الوزراء في الحكومة و القضاة قد باعوا كل شيء و لهذا السبب فان الأوضاع بغاية السوء |
| Hakimler bu konuda savcıların önerilerine güvenir. | Open Subtitles | الآن، مع انتشار الكثير من المبادئ التوجيهيه لأصدار الاحكام القضاة يأخذون العضة من المدعي العام |
| Hakimler tutuklama emrini imzalarken bunu ararlar. | Open Subtitles | يَبْحثُ القضاة عن الذي متى هم يُوقّعونَ أوامرَ القبض. |
| İyi bir insan demek. Hakimler adeletlidir, Herzaman iyi şeyler yaparlar | Open Subtitles | إنهم ناس صالحون ، القضاة عادلون دائمًا يفعلون الأمور الصائبه |
| Hakimler sizin tarafınızdan seçiliyor kararları, yine hakimleri sizin tarafınızdan seçilmiş bir temyiz mahkemesi tarafından sorgulanıyor. | Open Subtitles | الذين تم إختيارهم بواسطتكِ ,مسؤولين فقط عن محكمة إستئناف خاصّة القضاة الذين تم إختيارهم أيضاً بواسطتكِ |
| Söylenenlere göre, cezasını okuyunca, Hakimler ağlamış. | Open Subtitles | يقولون ان القضاة أجهشوا بالبكاء عند النطق بعقوبته |
| Hakimler, senatörler, askerler. | Open Subtitles | القضاة. أعضاء مجلس الشيوخ. أفراد عسكريين. |
| Hakimler Thomas ve Scalia, Koch kardeşleri sık sık ziyaret etmiş. | Open Subtitles | القضاة هم توماس وسكاليا وكلاهما كانا ضيوف لعدة مرات لدى الإخوة كوخ. |
| Lanet olasıca nafakadan nefret ediyorum, Hakimler, ve onun cadı annesi! | Open Subtitles | أنا مريض الصيانة سخيف القضاة وتلك الساحرة والدته. |
| Hepsi bu işin içinde... Hakimler,savcılar, din adamları.. ve güvenmemiz gereken bütün bu insanlar. | Open Subtitles | إنهم جميعاً مع القضاة والمحامون والكهنة وجميع هؤلاء الناس من المفترض أن نثق بهم. |
| Herkes o sıralarda, polisler, Hakimler, psikiyatrisiler her yerde satanist gördükleri söyledi. | Open Subtitles | الجميع في ذلك الوقت، الشرطة القضاة وأطباء النفس، كانوا يشاهدون عبدة الشيطان في كل مكان. |
| Ama hızlı aramamda federal Hakimler kayıtlıdır. | Open Subtitles | لكن لدي أرقام ستة قضاة في لائحة الإتصال السريع |
| Şimdiyse hızlı aramamda Hakimler ve avukatlar var. Dünya değişiyor. | Open Subtitles | لدي قضاة و محامون في قائمة الإتصال السريع الآن ، عالم مختلف |
| Şimdi, eğer seni tuzağa düşürecek olsaydım bana iyilik borçlu Hakimler ve eyalet polisleri var. | Open Subtitles | لو كنت سأوقع بك فلدي قضاة وقوات في صالحي |
| - Sayın Hakimler, itiraz ediyorum. Bir şey saklamaya çalışıyor. | Open Subtitles | لسيادتكم , لدى إعتراض قوى إنه يحاول إخفاء أمر ما |
| Bu geceki işlerini de yaptılar ve Hakimler de kararlarını verdi. | Open Subtitles | لقدفعلواما عليهمالليلة! ولقد إتخذ القضاه قرارهم |
| Savcılar ve Hakimler kendi pantolonlarını indirmeyi sevmezler. | Open Subtitles | محامو الإدعاء والقضاة لا يعجبهم أن يُحشَروا في حجز الزاوية |