| Ön soruşturmalar yapmaya ve insanları resmi olarak sorgulamaya hakkı vardı. | TED | كان لديها الحق لبدء تحقيقات تمهيدية ولاستجواب الناس رسميًا. |
| Onunda aile kurmaya hakkı vardı. | Open Subtitles | كان لديها الحق بأن تبدأ بتكوين أسرة |
| - Bulamazsak atarsın. Wally'nin dediklerinde hakkı vardı. | Open Subtitles | ربما إن لم أجده ما قاله (والي) حقيقي جزئياً |
| - Bulamazsak atarsın. Wally'nin dediklerinde hakkı vardı. | Open Subtitles | ربما إن لم أجده ما قاله (والي) حقيقي جزئياً |
| Cevap vermeye, dışarıda gecelemeye, her şeye hakkı vardı. | Open Subtitles | كان لديه الحق أن ينام في الخارج... |
| Kendini eğlendirmeye hakkı vardı, değil mi? Aşk onun için bir oyundu. | Open Subtitles | لقد كان لها الحق فى إمتاع نفسها أليس كذلك ؟ |
| Bonbon onun kızıydı. Buna kesinlikle hakkı vardı. | Open Subtitles | كانت (ليكوريس) ابنته وكان لديه كلّ الحق بأخذها |
| Belki kıskanmaya hakkı vardı. | Open Subtitles | ربما كان لديها الحق في أن تكون غيورة |
| - Bilmeye hakkı vardı. | Open Subtitles | ـ كان لديها الحق أن تعرف ذلك |
| Benden intikam almaya hakkı vardı. | Open Subtitles | كان لديه الحق بأن ينتقم مني |
| Kendini eğlendirmeye hakkı vardı, değil mi? | Open Subtitles | لقد كان لها الحق فى إمتاع نفسها أليس كذلك ؟ |
| Çamaşırlar kuru olsaydı Bayan Rosenberg'in onları sepete çıkarmaya hakkı vardı. | Open Subtitles | لو كانت الملابس جافة، فلدى السيّدة (روزنبرغ) كلّ الحق لوضعها في سلة |