| Peki, ama yine de kusmağı istemene sebep olan duygular hakkında konuşmak istiyorum. | Open Subtitles | لقد أقرفني حسناً ، لكن ما زلتُ أريد الحديث عن المشاعر التي لديك |
| Sırf bunun hakkında konuşmak istemem, sizin tarafınızdayım demek değil. | Open Subtitles | رغبتي في الحديث عن ذلك لا تعني أنني متحالفة معك |
| Bu gün hakkında konuşmak istediğim son şey, çocuk medyasının geleceği. | TED | اخر شيء اريد التحدث عنه اليوم هو مستقبل اعلام الاطفال |
| Daha sonra top oynarken bunun hakkında konuşmak ister misin? | Open Subtitles | هل تريد التحدث بشأن الموضوع لاحقاً خلال لعبة رمي الكرة؟ |
| Ayrıca İngiltere ve Fransa savaş bitmeden yeni dünya düzeni hakkında konuşmak istemiyorlardı. | Open Subtitles | أما بريطانيا وفرنسا لم تريدا التحدّث عن النظام العالمي الجديد حتى إنتهت الحرب |
| - Sadece arkadaş olsak bile yalnızca senin problemlerin hakkında konuşmak zorunda değiliz. | Open Subtitles | ،حتى ولو كنا مجرد أصدقاء .لا أحب أن نتحدث عن صعوبات حياتك الخاصة |
| Genelde bu toplantıyı romantik acılarım hakkında konuşmak için kullandığımı biliyorum. | Open Subtitles | أعلم أنني أعتدت أن استخدم هذا الاجتماع للحديث عن متاعبّي الرومانسيّة |
| Sence baban hakkında konuşmak için hala çok mu erken? | Open Subtitles | أمازلت تعتقد أنه من المبكر جداً أن تتحدث عن والدك؟ |
| Üç delik yumruk yada standart ölçüler hakkında konuşmak ister misin? | Open Subtitles | يمكنني الاستمرار أتريدين الحديث عن الورق المخرّم أم ورق الحجم القانوني؟ |
| Ancak beyin hakkında konuşmak farklı, onu görmek farklı. | TED | لكنّ الحديث عن الدماغ أمرٌ يختلف تماماً، عن رؤيته. |
| Maddesel şeyler hakkında konuşmak konusunda gerçekten iyiyiz, ama duygular hakkında konuşmada gerçekten kötüyüz. | TED | نحن بارعون حقاً في الحديث عن الأمور المادية، ولكننا فاشلون للغاية في الحديث عن المشاعر. |
| Bugün tasarım hakkında konuşmak istiyorum, ama bizim genel olarak düşündüğümüz manada tasarım değil. | TED | اليوم أود الحديث عن التصميم، لكن ليس التصميم كما قد نفكر فيه عادة. |
| Pekala, sizinle hakkında konuşmak istediğim son proje Chris Milk ile yapılan başka bir işbirliği. | TED | المشروع الأخير الذي أريد التحدث عنه هو تعاون آخر مع كريس ميلك. |
| Üzgün görünüyorsun-- hakkında konuşmak istediğin birşey varmı? | Open Subtitles | تبدين حزينة هل تريدين التحدث بشأن أمرٍ ما؟ |
| İşkence monoton ve üzücü... onun hakkında konuşmak zor, bu yüzden ondan bahsetmeyeceğim. | Open Subtitles | التعذيب مُمل جداً و حزين. من الصعب التحدّث عن الأمر. |
| Yine de toplanıp, seks problemleri hakkında konuşmak için etkili bir yol. | Open Subtitles | مع ذالك إنها طريقة جيدة لنجتمع معاً و نتحدث عن القضايا الجنسية |
| Ancak şimdi birdenbire işim değişti, artık işim çıkıp bunun hakkında konuşmak, içe dönüklük hakkında konuşmak. | TED | واليوم فجأة غدت وظيفتي مختلفة جدا، ووظيفتي هي أن أكون هنا للحديث عن ذلك، أقصد الانطوائية. |
| Ama sen cehennem hakkında konuşmak istemediğin için seni zorlamıyorum. | Open Subtitles | , لكنك لن تتحدث عن الجحيم و لن أضغط عليك |
| Hepinizin bildiği gibi buraya psikoloji hakkında konuşmak için geldim. | Open Subtitles | أنا هنا للتحدث عن علم النفس وهو كما تعرفون جميعاً |
| Kimse orada neler olduğu hakkında konuşmak istemiyor mu? Çünkü... | Open Subtitles | ألا يريد أي أحد التحدث عن ما حدث بأسفل هناك؟ |
| Evliliğiniz hakkında konuşmak istememenizin özel bir sebebi var mı? | Open Subtitles | هل هناك سبب بشكل خاص أنك لا تريدين مناقشة زواجك؟ |
| işte hakkında konuşmak istediğim, içinden geçtiğimiz bu değişimin ne olabileceğidir. | TED | لذا ما أود الحديث عنه عما قد يكون ذلك، كيف قد يكون ذلك الإنتقال الذي نمر به. |
| Ted, Bay Barnell bizimle, kardeşinin hayat sigortası hakkında konuşmak istiyor. | Open Subtitles | ياتيد السيد بارنيل يريد التحدث معك بشأن وثيقة التأمين الخاصة بأخيه |
| Onu zor durumda bırak. Ne hakkında konuşmak istemez? | Open Subtitles | ضعيه تحت الأمر الواقع مالذي لايود التحدث بشأنه ؟ |
| Durumlar böyle. Bunun hakkında konuşmak istemiyorum. | Open Subtitles | ان الامر كما هو عليه لا اريد ان اتحدث عن ذلك |
| Bu yüzden, bugün sosyal medya gölgesinde genç insanlar hakkında konuşmak istiyorum. | TED | لذا اليوم أريد أن أتحدث عن الشباب من خلال وسائل الاعلام الاجتماعية. |