| Köle ya da mal değil sizleri üretenlerle aynı haklara sahip yaşayan varlıklar. | Open Subtitles | لستم بعبيد أو ملكيه خاصه ولكن كائنات حيه بنفس الحقوق مثل من صنعوكم |
| Diğer insanları erkek gibi göründüğüne ve aynı haklara sahip olabileceğine inandırması gerekiyordu. | TED | وكان عليها أن تقنع الناس بأنها تبدو كرجل وكان يمكنها الحصول على نفس الحقوق التي يحصل عليها الرجال |
| Sesimizi kullanabiliriz: Dünyaya teknolojinin temel haklara saygılı olduğu sürece topluma faydalı olabileceğini hatırlatabiliriz. | TED | نستطيع استخدام أصواتنا لنذكر العالم بأن التكنولوجيا لا يمكن أن تفيد المجتمع إلا إذا احترمت الحقوق الأساسية لمستخدميها. |
| Bazı insanlar bugün hala eşit haklara sahip olmadıklarını tartışabilirler. | TED | بعض الناس قد يجادل بأن اليوم لا يوجد حقوق متساوية |
| Anayasa kanunlarına ve onun tanıdığı haklara tabi olacaksınız. | Open Subtitles | عودوا إلى القوانين والضمانات لحقوق الدستور |
| Şimdiki gibi o zaman da mükemmel olmayan demokrasinin ilk işaretleri ve sıradan vatandaşların belli haklara sahip olması gerektiği düşüncesi bu dönemde ve burada ortaya çıktı. | Open Subtitles | التلميحات الأولى للديمقراطية والتي لم تكن مثالية كما هو الحال الأن وفكرة أن المواطن العادي ربما يملك حقوقاً معينة |
| Bu haklara sahipsiniz. Sizden önce gelip bu üniformayı giyen insanlar sayesinde bu haklara sahipsiniz. | Open Subtitles | لديك هذه الحقوق بسبب الرجال الذي جاءوا قبلك وكانوا يلبسون الزى العسكري |
| Sizinle aynı haklara sahip bu güzel ağaçları yok etmenize müsaade edemeyiz. | Open Subtitles | لا يمكننا السماح لك بتدمير هذه الأشجار الجميلة والتي تمتلك نفس الحقوق التي تمتلكها أنت |
| İyi deneme, ama hâlâ haklara sahibim. | Open Subtitles | محاولة جيدة يا كاسبر ولكني مازلت أملك الحقوق. |
| Torunum da erkeklerle aynı haklara sahip olmalı. | Open Subtitles | وحفيدتي ينبغي ان تنال من الحقوق ما هو مكفول لاي رجل |
| Hepsi esit haklara sahiptir ve özgürlügü reddedenlere acinmamalidir. | Open Subtitles | كلهم يمتلكون نفس الحقوق وأولئك أولئك الذين يرفضون رؤية ضوء الحرية لن يلقوا منا أي رحمة |
| Aynı kanı döküyoruz ve onlarla aynı haklara sahibiz. | Open Subtitles | إذا منحنا نفس الدمّ، ستكون لنا نفس الحقوق في يوم النصر. |
| Siz de bizimle aynı haklara sahip olmalısınız bence. | Open Subtitles | و أعتقد أنه يجب أن تكن لديكم نفس الحقوق التي نتمتع بها نحن |
| Bence kendisi, çocuklarını terk edip giden bir kadınla aynı haklara sahip olmayı hak ediyor. | Open Subtitles | أعتقد أنّه يستحق الحقوق نفسها كالمرأة التي تتخلى عن أطفالها |
| Çocuklarımız üzerinde tüm yasal haklara, erkekler sahip. | Open Subtitles | إنهم الرجال الذين لديهم كافة الحقوق القانونية لأخذ أطفالنا |
| Elbette ki onlar da bizim gibi yasal haklara sahip olmalılar. | Open Subtitles | بالطبع يجب أن يكون لديهم نفس الحقوق الشرعية كمثلنا جميعًا |
| Bu hakları korumak ve bu haklara saygı duymak, bizi biz yapan şey. | Open Subtitles | وحماية تلك الحقوق واحترام تلك الحقوق هي ما تجعلنا من نحن عليه |
| Bir zamanlar, bilemiyorum , siyahi insanların siyahi insanların aynı haklara sahip olamadığı bir dönem vardı. | TED | كان هناك وقتٌ عندما ، لا أدري ، الأشخاص السود لم يستطيعوا الحصول على حقوق متساوية. |
| Kadınların eşit haklara sahip olmadığı, oy veremedikleri bir zaman vardı. | TED | والإناث لم يكن لهن حقوق متساوية ، فلم يستطعنَ التصويت. |
| Yanlış anlamadıysam kadınlar da eşit haklara sahip olacaklar öyle mi? | Open Subtitles | ذلك يغطي كل شيء ، إضافة لحقوق النساء |
| - O haklara ne olacak? | Open Subtitles | الآن و "سيباستيان" ميت مذا يحدث لحقوق الملكية؟ |
| Ne yani bunun için bu rozeti takıp özel haklara mı sahip oldun? | Open Subtitles | وهل تريد حقوقاً ومعاملة خاصة بسبب ذلك؟ |