| Ve Hal böyleyken, sana bir ilgim ve şansın olduğuna inanmaya devam ediyorsun. | Open Subtitles | و مع ذلك تعتقدين أني مهتم بك و لديك حظ في مواعدتي |
| Hal böyleyken kesin olarak bilmiyorsunuz ama burada arabanın içindesiniz. | Open Subtitles | و حتى الآن لا تعرفون بشكل مؤكد و مع ذلك أنتما هنا. |
| Hal böyleyken, bu yaz birkaç kere dikkatin dağıldı, hüzünlüydün. | Open Subtitles | و مع ذلك أكثر من مناسبة فى الصيف كنتى مشتتة و مكتأبه |
| hâl böyleyken hataları hoş görmüyoruz ve notlara tapıyoruz. | TED | وحتى الآن نحن لا تتسامح مع الأخطاء، ونحن نعبد الدرجات. |
| Hal böyleyken farkları yalnızca bir elektrondur. | Open Subtitles | و مع ذلك فالفارق بينهما إلكترون واحد |
| Hal böyleyken Ruslar telgrafa ulaştı. | Open Subtitles | و مع ذلك, فقد حصل عليها الروس, |