| Sorununuzu dışarıda halledin. Burada değil. Tamam mı? | Open Subtitles | يا أولاد، افعلوا هذا بالخارج وليس هنا مفهوم؟ |
| Boş zamanınızda halledin! | Open Subtitles | افعلوا ذلك في اوقاتكم الخاصه |
| Artık kızlar konusundaki her şeyi benimle halledin lütfen, anladınız mı? | Open Subtitles | ،منذ الآن فصاعداً تعاملوا معي بشأن الفتيات |
| - Bir şey buldun sanırım. - Tamam. Siz bunu halledin. | Open Subtitles | أعتقدُ أنَّك تخططُ لشئٍ ما - حسناً, لقد تكفلتوا بهذا - |
| Evet, halledin şu işi. Peki, tamam. | Open Subtitles | .. حسنا ، فقط أنجز الأمر نعم ، حسنا |
| halledin. | Open Subtitles | إنهي الأمر. |
| Tamam ben röntgeni hallederim, siz ikiniz ekokardiyografiyi halledin ve sonra üçümüz burada buluşup karın tomografisiniz halledelim. | Open Subtitles | سآخذ الأشعة, وأنتما الاثنين اعملوا على تخطيط القلب ومن ثم ثلاثتنا سنجري الفحص الجوفي المقطعي |
| Bunu aranızda halledin. | Open Subtitles | عليكما أنتما الاثنتان أن تحلا هذه المشكلة |
| Hepsine ulaşıp halledin. - Ajan Wells. | Open Subtitles | افعلوا كل ما في وسعكم وفورا |
| - Mükemmel. Siz bunu halledin. | Open Subtitles | -رائع، افعلوا ذلك |
| - Mükemmel. Siz bunu halledin. | Open Subtitles | -رائع، افعلوا ذلك |
| Okçularını halledin. Sizinle alanın ortasında buluşuruz. Tamam. | Open Subtitles | تعاملوا مع الرماة و سأقابلكم فى الوسط. |
| Sorunu sikinti vermeyerek halledin. | Open Subtitles | تعاملوا مع هذه القضية بسرية تامة |
| - Bir şey buldun sanırım. - Tamam. Siz bunu halledin. | Open Subtitles | أعتقدُ أنَّك تخططُ لشئٍ ما - حسناً, لقد تكفلتوا بهذا - |
| Evet, halledin şu işi. Peki, tamam. | Open Subtitles | حسنا ، فقط أنجز الأمر نعم ، حسنا |
| Alabildiğiniz kadar adam alın ve halledin şu işi. | Open Subtitles | خذ كل ما تحتاج من الرجال و أنجز الأمر حسنٌ... |
| halledin. | Open Subtitles | إنهي الأمر. |
| Bu yüzden işbirliği yapın ve bu işi halledin. | Open Subtitles | لذا اعملوا بهمة وشاركونا فى الاحداث |
| Siz bu meseleyi halledin. | Open Subtitles | . انتما حاولا ان تحلا هذا الأمر |