| Ebeveynleri, kardeşleri, köylüleri Han'a boyun eğmemek suçundan katledildiler. | Open Subtitles | ..والديها، وأشقائها، وأبناء بلدتها تم ذبحهم لرفضهم الخضوع لإرادة الخان |
| Ebeveynleri, kardeşleri, köylüleri Han'a boyun eğmemek suçundan katledildiler. | Open Subtitles | ..والديها، وأشقائها، وأبناء بلدتها تم ذبحهم لرفضهم الخضوع لإرادة الخان |
| Senin ve babanın Han'a karşı komplo kurduğundan şüpheleniyor. | Open Subtitles | إنه يشتبه في أنك تحيك مؤامرة مع والدك ضدّ الخان |
| Uluslararası Suçlarla Mücadele Örgütü başkanı olarak dünyanın en büyük suç örgütüyle mücadele görevine liderlik yetkisini, yakın dostum Büyükelçi Han'a verdim. | Open Subtitles | كرئيس لمبنى الجنايات العالمية , لقد ائتمنت صديقي السفير هان على أن يقود هذه المعركة , ضد أعظم منظمة إجرامية في العالم |
| Beni hemen Konsolos Han'a götürmelisin. | Open Subtitles | أنت يجِب أن تأْخذنى لارى القنصلِ هان مباشرة |
| Beni hemen Konsolos Han'a götürmelisin. | Open Subtitles | أنت يجِب أن تأْخذنى لارى القنصلِ هان مباشرة |
| "Aşağılık bir ecnebi Han'a yalan söyledi ve Han da o yalancıyı hayatta bıraktı." | Open Subtitles | الخان تعرض للكذب من قبل أجنبي حقير" "وترك الكاذب ليفلت دون عقاب |
| Gel, bana eşlik et yoksa Han'a, bana saygısızlık ettiğini söylerim. | Open Subtitles | تعال. رافقْني أَو أنا سَأخبرْ الخان إزدرائِكَ. |
| Hayatımı Ulu Han'a ve onun imparatorluğuna hizmet etmek için adadım. | Open Subtitles | أنا كرّست حياتي لخدمة الخان العظيم وإمبراطوريته |
| Han'a karşı yaptığın aptallık yüzünden pazarlık masasında pozisyonumuzu kaybettik. | Open Subtitles | موقفنا على طاولة المفاوضات قد ضعف بسبب لعبتك الحمقاء ضد الخان |
| Han'a hizmet etmek sadece bir onur değil ayrıca bir şükürdür. | Open Subtitles | ..خدمة الخان ليست مجرد شرف إنها نعمة |
| Han'a hizmet etmek sadece bir onur değil ayrıca bir şükürdür. | Open Subtitles | ..خدمة الخان ليست مجرد شرف إنها نعمة |
| Karışık bir matematik problemini çözmek için Han'a ihtiyacı var? | Open Subtitles | يحتاج هان ليحل له مسألأة رياضيات معقدة ؟ |
| Han'a yeterince yaklaşmadığını düşünüyordum. | Open Subtitles | اعتقدت كانت م ن قريبة بما فيه الكفاية ل هان |
| 97'de, Çin'e kadar giderek oraya iltica etmiş olan Kuzey Koreli Lee Young Han'a suikast düzenleyerek onu öldüren NSS ajanlarıydı. | Open Subtitles | كان وكلاء المنظمة ذهبوا بطريقهم الى الصين للقضاء القاتل الذي قتل الهارب الكوري الشمالي لي يونج هان |
| Hayatını Sarayın Baş Muhafızı Park Jin Han'a borçlu olan biriyim. | Open Subtitles | أنا شخص مدين بحياته لقائد الحرص بارك جين هان |
| Mesela Leia, Han'a kızgınmış gibi yapıyor ama fakat söyleyebilirim ki ondan hoşlanıyor. | Open Subtitles | ...أقصد, ليا, صحيح, تصرفت كأنها غضبة من هان لكنني أعلم أنها تحبه |
| Kardeşlik için. Peki isimleri neden Han'a gönderdin? | Open Subtitles | إذاً , لماذا قلتي الأسماء لـــ هان ؟ |
| "Aşağılık bir ecnebi Han'a yalan söyledi ve Han da o yalancıyı hayatta bıraktı." | Open Subtitles | الخان تعرض للكذب من قبل أجنبي حقير" "وترك الكاذب ليفلت دون عقاب |