| Hank'in cebini çaldı, yani bir şekilde bağlantısı var. - Öğrenebilirim. | Open Subtitles | سرق الهاتف الخليوي هانك بحيث نحن نعرف انه تم تكليف هانك. |
| Evet, Charlie Hank'in davranışlarından birkaç rol oynuyordu. | Open Subtitles | تشارلى كان يحظى ببعض الأورام على حساب سلوك هانك. |
| Irene Rhode Island'da geri dönmeye karar verdi, ama Hank'in başka bir fikri vardı. | Open Subtitles | قررت آيرين العودة إلى رود آيلاند لكن هانك كان لديه فكرة أولاً. |
| Tabii, Hank'in trajik ölümüyle sırrı onunla birlikte gömüldü. | Open Subtitles | بالطبع مع نهاية هانك الماساوية مات سرة معه |
| Peki ya Hank'in şarkıdaki gömülü hazine gibi gömülmesine ne demeli? | Open Subtitles | ماذا لو أن هانك دفن في الرمل مثل الكنز المدفون في الأغنية؟ |
| Peki ya Hank'in şarkıdaki gömülü hazine gibi gömülmesine ne demeli? | Open Subtitles | ماذا لو أن هانك دفن في الرمل مثل الكنز المدفون في الأغنية؟ |
| Hank'in büyük annesi hapisane yolunun yanıda oturduğundan, ...ve Hank donatlarını taze istediğinden, | Open Subtitles | بما أن جدة هانك كانت تسكن على الطريق الؤدي الى السجن وبما أن هانك أراد الدونات طازجة |
| Ama Hank'in amcasının "bütün işlerini" yaptığından emin olmam gerekiyordu. | Open Subtitles | ولكنني أردت الحرص على الوصول الى منزل عم هانك في الوقت المناسب لانجز كل شيئ |
| Donutları da aldığıma göre, artık bütün yapmam gereken... Hank'in büyükannesini alıp, öğleden önce hapishaneye gitmekti. Tamam, hadi gidelim. | Open Subtitles | ولكنني كنت مصراً على أن يكون هذا اليوم الذي سأمنح فيه هانك يومه الجميل حسناً، لننطلق هانك ينتظر. |
| Ama Hank'in okula dönmesi gerekiyordu. Belki bu dönmesini sağlar. | Open Subtitles | لكن هانك يحتاج للعوده الى الدراسه ربما طرده ما سيجعل هذا يحدث |
| Hank'in kovulması kendi suçu, senin değil, kulağa ne kadar hoş gelse de, annenin de suçu değil. | Open Subtitles | هانك طرد بسبب هانك, ليس بسببك ليس بسبب امك, رغم انها تبدو كالحرباء |
| Burası da Hank'in vurulduğu yer mi oluyor? | Open Subtitles | وهنا يجب ان يكون هانك قد سقط على الارض ؟ |
| Kırmızı gömlekli, çok bariz bir şekilde Hank'in hedefi değil. | Open Subtitles | صاحب القميص الأحمر بالفعل لم يكون هدف هانك |
| Kaldı ki, Hank'in yalan söylediği tek konu bu değil. | Open Subtitles | وهذا ليس الشئ الوحيد الذي كذب بشأنه هانك |
| Daha sonra da şirket bana baskı uygulamaya devam etti, çünkü Hank'in ölümüne neden olan şeyin gün yüzüne çıkmasını istemiyorlardı. | Open Subtitles | عندما بدأت الشركه بالضغط عليّ بشكل كبير اصبح من الواضح جداً انه مهما كان سبب موت "هانك", لم يريدون ظهور ذلك |
| Bizimle birlikte Hank'in evine geldi ve ben de ona yazmaya başladım. | Open Subtitles | عادت معنا إلى شقة هانك وبدأت بالتغزل بها |
| Bunlar Hank'in sözleri, benim değil. Özür dilerim. | Open Subtitles | لقد كانت كلمات هانك وليست كلماتي علي العموم انا أعتذر منك |
| Hank'in patronu kabul etmeye meyilliydi zaten ama Hank daha fazlasını istedi. | Open Subtitles | مدير هانك كان يميل لقبول ذلك ولكن هانك أراد المزيد |
| Hank'in peşini bırakıp soru sormaktan vazgeçeceğini mi düşünüyorsun? | Open Subtitles | هل تظنين ان هانك لن يستمر فى البحث عنكى يسأل اسئلة ؟ |
| Hank'in telefon dinlemesi hala aktif durumda. | Open Subtitles | ذلك التصنت الذى قمنا بة على هاتف هانك ما زال نشطاً |