| Eminim Hannah'nın kanını kendine enjekte etmeden de çalabilirdin. Neden bunu yaptın? | Open Subtitles | لم يكن يمكنك سرقة دم هانا بدون ان تحقن نفسك لماذا فعلتها؟ |
| Hannah'nın başına gelenler umarım bir daha hiçbir çocuğun başına gelmez. | Open Subtitles | ما حدث لـ هانا أتمنى ألا يحدث أبداً لأي فتى آخر |
| Golitsyn'i işaretleyip, Hannah'nın onu kolay takip etmesini sağlayacaksın. | Open Subtitles | سوف تقومين بوضع العلامة علي جوليتسن وتسلميه لـ هانا |
| Hannah'nın kendi durumunu nasıl betimlediğini düşünmeye çalışmanızı istiyorum. | Open Subtitles | اريدك أن تحاول التفكير كيف يمكن لــ هانا وصف موقفها |
| Muhtemelen Hannah'nın ve senin enfeksiyonunun kaynağı. | Open Subtitles | وعلى الأرجح انه مصدر العدوى التي اصابتك انت وهانا |
| Sanırım Hannah'nın Los Angeles'tan ayrılmasından çok sizden ayrılmasından korkuyor olup olmadığınızı merak ediyorum. | Open Subtitles | اتسائل اذا كانت مخاوفك اقل من حيث فكرة مغادرة هانا لــ لوس انجيلوس وأكثر من حيث فكرة أنها تهجرك |
| Trajik ölümünden beri Hannah'nın hayranları yaşamı ile cenaze arasındaki boşluktan rahatsız durumdalar. | Open Subtitles | فمنذ وفاة هانا جايست ومعجبينها يعانون من الفجوة مابين حياتها وجنازتها |
| Bu da Hannah'nın bedenini etkileyecek ve Vole Tesser'ın Sonraki Yaşam ürünleri olarak satışa sunulacak. | Open Subtitles | حيث سيصيب جسد هانا قبل ان يتم بيعه كجزء من مشروعنا الحياة الاخرة |
| Birisini kesip parçalara ayırabilirim ama Hannah'nın toparlanmasına nasıl yardım edebilirim? | Open Subtitles | أستطيع تقطيع جثة ما لقطعٍ صغيرة لكن كيف أساعد هانا في استرجاع صوابها؟ |
| Hannah'nın sosyal medya izini takip ediyorum. | Open Subtitles | أنا أتفقد نشاطات هانا عبر الوسائط الاجتماعية |
| Kusura bakmayın ama Hannah'nın kaçmış olabileceğine inanmıyorum. | Open Subtitles | مع كامل احترامي، لا أعتقد أن هانا قد هربت. |
| Sence Hannah'nın tüm buzdolabı magnetlerini çöpe atsam sorun olur mu? | Open Subtitles | هل تعتقدين انه لا بأس لو انني رميت جميع مغناطيس ثلاجة هانا ؟ |
| Hannah'nın "desteğe" ihtiyacı olduğunda herkes işini bırakmak zorunda. | Open Subtitles | الجميع عليهم ان يتركوا كل شيء عندما هانا تحتاج إلى الدعم |
| Eminim ki Hannah'nın geçerli bir sebebi vardır. | Open Subtitles | حسنًا انا متأكدة ان هانا تملك سببًا مقنعًا لإستخدامه |
| Kusura bakmayın. Hannah'nın evine sırılsıklam giremezsiniz. | Open Subtitles | معذرة ، ممنوع أن تدخلا منزل هانا و أنتما مبتلين |
| Üst üste iki yıl Hannah'nın dersine girdim. | Open Subtitles | هانا كانت طالبة في فصلي لمدة سنتين متتابعتين |
| Anladığım kadarıyla Hannah'nın buradaki ilk arkadaşıymış. | Open Subtitles | كما فهمت الأمر، كانت أولى صديقات هانا هنا |
| Hannah'nın Jessica'ya ve ona yaptığını söylediği şeyi cidden yaptın mı? | Open Subtitles | هل فعلت ما تقول هانا إنك فعلته بها وبـ جسيكا؟ |
| İntihar ya da özellikle Hannah'nın intiharı konusunda bu şekilde tepki verebilecek biri aklınıza geliyor mu? | Open Subtitles | أيمكنكما التفكير في شخص آخر قد يريد أن يتصرف بهذه الطريقة حيال الانتحار أو انتحار هانا بكير ؟ |
| Yani herkesin Hannah'nın benimle yattığını sanması yetmezmiş gibi en iyi arkadaşını da elinden aldım. | Open Subtitles | و بالتالي لم يعتقد الكل أن هانا اقامت علاقة جنسية معي فقط بل حرمتها من أعز صديقة أيضاً |
| Justin ve Hannah'nın parkta seviştikleri söylentisi çıkmış. | Open Subtitles | كانت هناك إشاعة أن جاستين وهانا مارسا الجنس في المنتزه |