| ... Illnois Eyaley hapishanesine gönderilecek ve orda zehirli iğne ile idamınızı bekleyeceksiniz İdam tarihiniz Eyalet valiliği tarafından belirlenecek. | Open Subtitles | قررت المحكمة إرسالك لسجن ولاية إيلينوس حيث ستنتظر الإعدام بالحقنة القاتلة بتاريخ يحدد من قبل المدعي العام للولاية |
| Kendime geldiğimde El Mairo hapishanesine doğru yola çıkmıştım. | Open Subtitles | وعندما جئت إلى .. كنت في طريقي لسجن إلمايرا |
| Bu çocuğun peşinden çok koştum çocuk hapishanesine kadar kovaladım ama sonuçta şu an bunların hiçbirinin anlamı kaldı mı? | Open Subtitles | أرجع مرة أخرى إلى نفس الفتى الذي لاحقته لسجن الأحداث لكن عندما أمر من هنا لا يتعرف عليَّ؟ |
| Yere çakıldığımızda ya da Çin hapishanesine tıkıldığımızda aklım başımda olsun diye mi? | Open Subtitles | لماذا؟ حتى أكون صاحيا حينما نتحطم؟ أو حين يلقى بنا في سجن صيني |
| Şey, aslında güzel bir fotoğrafımız var annemin eyalet hapishanesine girerken çektirdiği. | Open Subtitles | حَسناً، عِنْدَنا بَعْض الواحدِ الجيدةِ جداً أمِّي أسفل في سجنِ المقاطعةَ. |
| Mahkemenin çocukları yetişkin hapishanesine atma yetkisi yok. | Open Subtitles | الولاية لا تملك الحق في وضع الأطفال بسجن البالغين |
| Vaatu kaçmayı başarsa bile tıpkı Avatar Wan'ın yaptığı gibi onu hapishanesine geri göndereceğim. | Open Subtitles | , حتى إذا هرب فاتو , سأعيده مباشرة إلى سجنه تماما مثلما فعل وان |
| - Halanın evini, eyalet hapishanesine göndermek üzere uyuşturucu imalatı için kullanıyor musun? | Open Subtitles | .. هل كنت تستخدم منزل عمتك كقاعدةٍ لتهريب الميثان إلى سجن الولاية ؟ |
| En son "Tucker sen bir dahisin." denildiğinde hayvanat bahçesi hapishanesine girmiştim. | Open Subtitles | اخر مرة سمعت هذه الكلمة دخلت لسجن حديقة الحيوان |
| Bu adamları golf sahalı beyaz yakalı hapishanesine göndermek yeterli değil. | Open Subtitles | لا يكفي ذهاب هؤلاء الرجال لسجن فاخر بملعب غولف |
| Noor tekrardan yakalanmış ve bir Alman hapishanesine gönderilmişti. | TED | قُبض على "نور" مجدداً وأرسلت لسجن ألماني. |
| Sence herkese, sandviç çaldığın için girdiğin şehir hapishanesine gidip kefaletini ödeyip seni çıkarmaya gideceğimi söylediğime sevindim mi? | Open Subtitles | هل تظن بأني كنت سعيدة ...لأخبر الجميع بأن علي الذهاب لسجن المدينة و أخرج بسبب سرقة ساندويتش السجق؟ |
| Eğer yaşın küçük olmasaydı eyalet hapishanesine girecektin. | Open Subtitles | إن لم تكن قاصر كنت ستذهب لسجن الولاية |
| Evet, onu şehir hapishanesine koydular. | Open Subtitles | نعم، لقد أحضروها لسجن المقاطعة. |
| Suistimal edilmiş bir gencin başka bir genci yumruklaması dolayısıyla bir yetişkin hapishanesine koymaktansa, ona psikolojik tedavi ve kamu gözetimi sağladık. | TED | لم نضع مراهق في سجن بالغين لأنه لكم مراهق أخر، نحن أمنّا العلاج لأصحاب الأمراض العقليه وجعلهم تحت الاشراف. |
| Meksika hapishanesine girecek sadece. Herkesin dediği kadar bok çukuru bir yer değil orası. | Open Subtitles | سوف يكون في سجن مكسيكي ليس في جحيم أو كما يعتقد البعض |
| Tutuklanıp Basra hapishanesine götürüldükten sonra, İngiliz ordusu derhal askerlerinin serbest bırakılmasını istedi. | Open Subtitles | عندما حكومة البصرة رَفضتْ، جاءَ دباباتُ بريطانية فيه وإندلعَ الرجالَ جسدياً مِنْ سجنِ البصرة. |
| Bujumbura hapishanesine koyuldu. | Open Subtitles | إنتظروا مصيرَهم في سجنِ بوجمبورا |
| Tutuklanıp Basra hapishanesine götürüldükten sonra, | Open Subtitles | بعد إعتقالهم و سجنهم بسجن في البصرة |
| Ama lüks hapishanesine uçmasını izlerken biraz gerçeklik payı olduğunu düşünmeden edemedim. | Open Subtitles | على الرغم أنّني شاهدته يحلّق مبتعداً إلى سجنه الفاخر لمْ يكن بوسعي منع ذلك , لكن التفكير أنه كان هناك بعض من الحقيقة في الأمر |
| Her an burada olabilirler. Eyalet polisi seni bu hapishaneden eyalet hapishanesine götürecek, birazdan gelirler. | Open Subtitles | شرطة الولاية ستقوم بترحيلك من سجن المدينة إلى سجن المقاطعة قريباً |
| 1966'da, Max Keenan soygundan dolayı, Cook Eyaleti hapishanesine gönderildi. | Open Subtitles | في عام 1966، أرسل (ماكس كينان) إلى سجن مقاطعة "كوك" بتهمة السطو |