| Şu an Harcayacak zamanım yok. Ne kadar hasar olursa ödeyeceğim. | Open Subtitles | ليس لديّ وقت لأضيعه الآن سأدفع ثمن الأضرار |
| Daha fazla Harcayacak vaktim yok. | Open Subtitles | يبدو أن لم يعد لي الوقت لأضيعه |
| Hayır, size burada bir sorun olmadığını söylemiştim. Boşa Harcayacak zamanım yok. | Open Subtitles | .قلت لك، نحن لا نحتاج الى أي شخص .ليس لدي وقت لنضيعه |
| Boşa Harcayacak vaktimiz yok. | Open Subtitles | هناك وقت قليل لنهدره |
| En iyi içkilerimi sana Harcayacak değilim, öyle değil mi? | Open Subtitles | حسنٌ، لن أضيّع أفضل مشروباتي غليك، أليس كذلك؟ تعال هنا. |
| Boşa Harcayacak zamanımız yok. Pek çok kişi bekliyor. | Open Subtitles | لا نريد إضاعة الوقت يوجد العديد من الأشخاص في الخارج |
| O kadar parayı mücevhere Harcayacak başka bir J.Darling ben tanımıyorum. | Open Subtitles | حسناً , انا لا اعرف ج. دارلنغ اخرى قد تنفق هذه المبالغ على المجوهرات |
| Harcayacak bir sürü paramız var ve endişelenecek hiçbir şey yok. | Open Subtitles | لدينا الكثير من المال لإنفاقه وليس للقلق منه |
| Arka tarafta yaprak sunucular olacak. Bir dakika içinde orada oluruz... - ...ama Harcayacak bir dakikamız yok | Open Subtitles | إذن الخوادم المقطعيّة في الخلف، سنكون عندك خلال دقيقة، لكن ليس لدينا دقيقة لإهدارها. |
| Boşa Harcayacak zamanım yok artık. Marko, Tropojalı. | Open Subtitles | الآن, لا أملك الوقت الكثير لأضيعه |
| - Boşa Harcayacak vaktim yok artık. | Open Subtitles | ليس لدي المزيد من الوقت لأضيعه |
| Boşa Harcayacak vaktim yok! | Open Subtitles | لا وقت لديّ لأضيعه |
| Artık daha fazla Harcayacak vaktim yok, Tropoja'lı Marko. | Open Subtitles | الآن, لا أملك الوقت الكثير لأضيعه (ماركو) من (تروبويا) |
| Başı beladaki her genç kızı kurtaracaksan boşa Harcayacak vaktimiz yok. | Open Subtitles | إن كنت ستقوم بمساعدة كل ولدٍ في محنة فليس هنالك وقتاً لنضيعه |
| Acele et ve kararını ver. Boşa Harcayacak zamanımız yok. | Open Subtitles | حسناً، أسرعي في اتخاذ قرارك فليس لدينا وقت لنضيعه |
| Ve Harcayacak fazla vaktimiz yok. | Open Subtitles | وليس هناك في الحقيقة الكثير من الوقت لنضيعه |
| Burada Harcayacak zamanımız yok. | Open Subtitles | ليس لدينا وقت لنهدره |
| Boşa Harcayacak zamanımız yok. | Open Subtitles | -كارلتون)، (كارلتون) ! لا يوجد وقت لنهدره) ! |
| Başka bir şeye bir dakika dahi Harcayacak lüksüm yok. | Open Subtitles | ولا يُمكنني أن أضيّع دقيقة .واحدة على شيءٍ آخر |
| Silah kullanim protokolü, bosa Harcayacak mermimiz yok. | Open Subtitles | ونفذوا بروتوكول البندقية فلن نحتمل إضاعة الطلقات |
| Buraya vermek için o kadar para harcıyorsun ki alışkanlıklara Harcayacak paran kalmıyor. | Open Subtitles | ربما تلك هي الفكرة أن تنفق الكثير لكي تبقى هنا ليست لديك أي أموال باقية لدعم عادتك |
| Eğer parayı istemiyorsan, onu senin yerine mutluluklar Harcayacak birisini bulabilirim. | Open Subtitles | اذا لم تريد ذلك المال, انا متأكد انني استطيع إيجاد شخص ما يكون سعيدا لإنفاقه عنك |
| En son boşa Harcayacak su bulduğum zaman. | Open Subtitles | منذ آخر مرة كان لدي ما يكفي من المياه لإهدارها |
| Sayın Hâkim, Harcayacak 5 dakikamız bile yok, kaldı ki... | Open Subtitles | حضرة القاضي ... ليس لدينا أية وقت نضيعه بسبب هذا التأخير ، حتى لو لخمس دقائق دعها بمفردها تقوم ... |
| Eğer Harcayacak paran varsa, hiçbir şey beni korkutmaz. | Open Subtitles | ألديك مال لتصرفه ؟ .. لا شيء يخيفني |
| Harcayacak bir milyon dolarının olması güzel bir şey. | Open Subtitles | حسنا , من الجيد انك تملك مليون دولار لتنفقها |
| Kim olduğumu, nereli olduğumu ve boşa Harcayacak bir saniyemin bile olmadığını biliyorsunuz! | Open Subtitles | وتعرف من أنا ومن أين وليس لدي وقت لأهدره |