| Vahşi Çocuk'un başkentin harikalarına hayret ettiği çok açık. | Open Subtitles | سيكون الطفل المتوحش أعجوبة من عجائب باريس |
| "Vahşi Çocuk'un, başkentin harikalarına hayret ettiği çok açık." | Open Subtitles | سيكون الطفل المتوحش أعجوبة من عجائب باريس |
| Dış dünyanın harikalarına direnmek onun için zordu. | Open Subtitles | عجائب العالم الخارجي كان من الصعب عليه تجاهلها |
| harikalarına belki de son kez tanık olacağız. | Open Subtitles | لنشهد على روعتها ربما للمرة الأخيرة |
| harikalarına belki de son kez tanık olacağız. | Open Subtitles | لنشهد على روعتها ربما للمرة الأخيرة |
| Onu dünyanın harikalarına hazırlamak için, şimdiki ve geçmişteki. | Open Subtitles | وإعداده لجميع عجائب العالم، في الحاضر والماضي. |
| İnsanın zalimliği Eş değerdir Peru harikalarına | Open Subtitles | [ حيث أن قسوة الإنسان لا تختلف في شيء عن عجائب [ بيرو |
| Vay canına, modern tıbbın harikalarına bak. | Open Subtitles | واو عجائب الطب الحديث. |