| Lanet haritayı almış! hangi yoldan gidileceğini biliyor! | Open Subtitles | إنّ لديها الخريطه اللعينه إنها تعرف في أي طريق تذهب |
| Nereye gideceğimi bilmiyorum. haritayı geçitten aşağı düşürdün. | Open Subtitles | أنا لا أعلم من أين أذهب لقد أسقط الخريطه أسفل الممر الضيق |
| İşte haritayı yapan Mark Graham Oksford İnternet Enstitüsünün alt sokağındadır. | TED | إليكم خريطة أعدها مارك قراهام والذي يعمل في معهد أكسفورد للإنترنت. |
| Tüm deliklere bakıyor fakat önceki denemede ve önceki gün nerede olduğunu gösterecek mekânsal haritayı oluşturamıyor. | TED | فهو اكتفى بالنظر في كل حفرة، دون اعتماد خريطة لمحيطه يمكنه تذكرها من محاولته السابقة أو من آخر يوم حاول فيه. |
| Bu haritayı Jon'a çocuk felcinin tam olarak nerelerde var olduğunu göstermek için hazırladık. | TED | قمنا بتحضير هذه الخارطة لجون لكي نريه أين ينتشر مرض شلل الأطفال |
| haritayı vereceğini söyleyerek, direnişin lideri ile gizli bir buluşma ayarlıyor. | Open Subtitles | قامت بتدبير اجتماع سري مع زعيم المقاومة باخباره أنها ستسلمه الخريطة |
| Neyse, yüce Tanrı bu haritayı yolumuza çıkardı. Kesin bir şeyler buluruz. | Open Subtitles | لقد وَضعَ الله هذه الخريطةِ في طريقِنا، أَعتقدُ بأنّنا سَنَجِدُ شيءَ ما. |
| haritayı çalmıyoruz. | Open Subtitles | يَجِبُ أَنْ نَسْرقَها إننا لن نَسْرقُ الخريطةَ |
| Topografik haritayı okuyabilir misin? | Open Subtitles | هل لديك اية فكره عن كيفية قراءة الخريطه طبوغرافيه |
| haritayı atan kıza ne oldu? | Open Subtitles | اوه ما الذي حدث للمرأه التي قامت برمي الخريطه بعيدا ؟ |
| Sürücü gözlüklerimi çıkardım ve okuma gözlüklerimi takıp haritayı incelemeye başladım. | Open Subtitles | لذا قمت بخلع نظارات القياده ووضعت نظارات القراءه لقراءه الخريطه |
| Yüce Lider, haritayı hala kızdan alabilirim. | Open Subtitles | ايها القائد الاعلى ، استطيع ان احصل على الخريطه من الفتاه |
| haritayı, Scott'ın arabadan indiklerini söylediği zaman olan cumartesi 12.15-12.30'a sarıyorum. | Open Subtitles | انا ادير الخريطه عائده الى يوم السبت بين الساعه 12: 15 و 12: 30 صباحاَ |
| haritayı yaptıklarında yerini işaret edecek bir şey de koymuşlardır. | Open Subtitles | عندما صنعوا الخريطه انهم حتما فعلوا شيئا ما لتحديد مكانها بدقه |
| Fakat burada, dünyanın bu resminde, hatırlayın, haritayı tekrar genişletmiştik | TED | ولكن هنا، في خريطة العالم هذه، تذكّر أنّنا وسعنا الخريطة ثانية. |
| Var olan şehrin haritasını çıkardılar, geliştirmek istedikleri bölgeyi boş bıraktılar ve haritayı paylaştılar. | TED | صنعوا خريطة للمدينة الحالية، تركوا المنطقة التي يريدون تطويرها فارغة وشاركوا هذه الخريطة. |
| haritayı alman için Sloane seni Moskova'ya gönderecek. | Open Subtitles | سلون يستعدّ لإرسالك إلى موسكو لإسترجاع خريطة ريتشتر. |
| O haritayı bana, Kolombiya'ya, getirmen gerekiyor. | Open Subtitles | أحتاجكِ إلى أن تحضرى تلك الخارطة إلىّ فى كولومبيا. |
| Basit mantık bu iş için yeterli olur. Bu haritayı kullanarak başlayacağız. | Open Subtitles | أعتقد أني سأستهل في استخدام هذه الخارطة. |
| Lanet olasıca haritayı almak için koduğumun pantolonunu kontrol etmeyeceğim dostum. | Open Subtitles | أنا لم أحصل على الخريطة الملعونة خارج ملابسك الداخلية الداعرة، رجل. |
| Onu takip edelim, haritayı alalım... ve hazineyi arayalım. | Open Subtitles | نحن سوف نتبعه ، ونحصل على الخريطةِ ونجِدُ الكنزَ |
| Getir o haritayı babaya. | Open Subtitles | بابا يَحتاجُ هذه الخريطةَ الرديئة |
| titrek kedı bu bır hazıne harıtası bu haritayı kucukken gormusdum bu buyuk kayıp hazınenın harıtası | Open Subtitles | حطموا الأخشاب, إنها خريطة كنز وإذا تذكرت الخرائط التى رأيتها في شبابي هذه الخريطة ستقودنا إلى الثروات المفقودة |
| Sanat kısmı bana haritayı email ile yolladı, haritayı aldım, ışıklı masanın üstüne koydum, üstüne parşomen kağıdı koydum, ve üstüne çizgiler semboller gibi şeyler ekledim. | Open Subtitles | فريق الرسومات الفنية أرسل لي بريداً إلكترونياً يحتوى على الخريطة، فأخذتها ووضعتها على طاولة مضيئة فوق مجموعة من الرسومات ونتيجةً لذلك برزت بعض التشققات وخطوط للخريطة |
| - Çok eski. Bu çok eski, ayrıca haritayı tehlikeye atamayız. | Open Subtitles | هذه قديمة جداً، ونحن لا نستطيع أن نجازف بالخريطة. |
| haritayı verin. | Open Subtitles | أعطني المُخطط. |
| Olabilecek her olası haritayı internetten kontrol ettim ve bir liste çıkardım. | Open Subtitles | جمعتُ قائمة بجميع المواقع المحتملة بإستخدام كلّّ خارطة طريق على الإنترنت |
| Buraya koyduğum haritayı görüyorsunuz, değil mi? | TED | ويمكنك ان ترى خريطتي إذا أحضرتها هنا. |
| Ve var olan tek haritayı da yaktık. | Open Subtitles | مكانٌ تُطهّر فيه النفس بِعذابٍ له أجلٌ محدود وأحرقنا الخريطة الوحيدة الموجودة. |