| Liv, hemen buraya gelmen lazım. Harrison, bu işin altından kalkabilirsin. Hazırsın. | Open Subtitles | ليف يجب أن تأتي إلى هنا الآن. هاريسون يمكنك أن تفعل هذا. |
| Dr. Harrison'la ciddi bir konuşma yapacağım. Buraya dönmenize izin vermesi bir hataydı. | Open Subtitles | كان لى حوار جاد مع دكتور هاريسون لقد كان من الخطأ عودتك اٍلى هنا |
| Dr. Harrison'ı arayıp şok edici davranışınız hakkındaki tüm bilgileri verdim. | Open Subtitles | لقد اتصلت بدكتور هاريسون و أعطيته تقريرا عن سلوكك السيئ |
| Harrison'ların evinin etrafında dolaşan adamın robot resmi. Bir bak. | Open Subtitles | هذا رسم شكل المتصيد خارج منزل عائلة هاريسن ليلة أمس. |
| Bu arada Noel'i Debra ve Harrison'la mı geçireceksin? Evet. | Open Subtitles | بالمناسبة، أما زلتَ تنوي الاحتفال بعيد الميلاد مع (دبرا) و(هارسن)؟ |
| Başkan Harrison depodan alış-veriş yapma hakkımızı görmezden geliyor. Oh? | Open Subtitles | الرائد هاريسون سلبنا حقَنا في ممارسة التجارة في السوق |
| Harrison işinde olduğu gibi. | Open Subtitles | الأمر يشبه تلك المرة عندما عملت عند بوب هاريسون |
| Şimdi, sayın konuğumuz Senatör Ernest Harrison. | Open Subtitles | والأن, ضيف الشرف, النائب إيرنيست هاريسون. |
| Arkamda, Senatör Harrison'ın adamlarını görüyorsunuz. | Open Subtitles | ورائى يمكنكم مشاهدة وصول حاشية النائب هاريسون. |
| Beaumont'ta, Harrison Caddesi'nde oturuyorduk babam bahçede kamyonuyla uğraşıyordu... ..annem de evde işlerini yapıyor, yemek falan hazırlıyordu. | Open Subtitles | كُنا نعيش في بومانت في هاريسون أبي كان يعمل على سيارتي في الباحة الخلفية و أمي كانت تُنظف أو تعد الغداء |
| Bu, Pete Verrill. Tom Harrison, sanat yönetmenimiz. | Open Subtitles | هذا هو بييت فيرايل توم هاريسون , مديرنا الفنى |
| 15 yıl önce, Harrison ile etle tırnak gibiydik. | Open Subtitles | قبل 15 عاما، كان هاريسون وأنا لا يفترقان. |
| O günden sonra Harrison Wells tümüyle farklı bir insan oluverdi sanki. | Open Subtitles | بعد ذلك اليوم، أصبح هاريسون ويلز شخص مختلف تماما. |
| 6 ay boyunca Harrison Wells'i araştırıp durduk ama elimize hiçbir şey geçmedi. | Open Subtitles | حسنا، ستة أشهر من التحقيق هاريسون ويلز أدى بنا إلى أي مكان، |
| Harrison Wells ve Tess Morgan, bir pazar günü araba sürerken, lastikleri patlar. | Open Subtitles | هاريسون ويلز، تيس مورغان خارج على محرك أقراص الأحد، الإطارات تهب، ويلز يفقد السيطرة، |
| Bütün bunları atlatırken Harrison Wells hep yanımda durdu. | Open Subtitles | ومن خلال كل ذلك، هاريسون ويلز وقفت الى جانبي. |
| Haftalik ahlaksizlik davranisini kutlamak için sevimli satis asistanimiz Danielle Harrison'a saçini sifira vurmasi için 10 bin dolar teklifte bulundum. | Open Subtitles | و لكي نحتفل بنهاية الاسبوع عرضت على مساعدتنا بالمبيعات الجميلة دانييل هاريسون عشر آلاف دولار لكي تحلق شعرها |
| Bay Harrison'ın gerçek düşüncesine cevap vermek istiyorum. | Open Subtitles | أود التصدي لما أعتقد أن السيد هاريسون تناوله حقاً. |
| Bay Harrison'ın hilekarlığı açığa çıkacak... ve onu milyonlarından uzaklaştıracağım. | Open Subtitles | السّيدِ هاريسن سكام سوف يكتشف وأنا سَأُحصل على ملايين منه. |
| Ama Donny'nin Harrison ve Reid ayarında olduğunu sanmıyorum. | Open Subtitles | لا مخالفةَ، روز، لَكنِّي أَشْكُّ في إلى حدٍ كبير بأنّ دونيكَ في نفس الإتحادِ مَع هاريسن ورَيد. |
| Sadece annem, ben, Cody ve Harrison'ın birlikte olmamızı isterdim. | Open Subtitles | أتمنى لو كنتُ وأمّي و(كودي) و(هارسن) وحدنا |
| Senle tanışmadan önce Timmy Harrison ile dört ay çıktım ben! | Open Subtitles | لقد واعدت تيمي هارسون لمدة أربع شهور قبل أن أقابلك |
| Bir içki falan içmek istersen Jamie geç saate kadar Harrison'a bakabileceğini söyledi. | Open Subtitles | جايمي تقول أنها موافقه على مُجالسة هيريسون لوقت متأخرة الليلة إن كنتِ تريدين الحصول على شراب او ماشابه. |
| - İyi akşamlar. - Henry Harrison, Bayan Huber için. | Open Subtitles | مساء الخير هنري هرسن الي مدام هيوبر |
| Ve ne kadar garip gelse de Bay Henry Harrison'a garip bir çekim hissediyordu. | Open Subtitles | وامرا غريبا كما يبدو كل كل ما وجه له لسبب غير مفهوم من السيد هنري هريسن |
| Bu yazanlar New York'un en büyük acentesinin sahibi Harrison Hillin mi? | Open Subtitles | اعني , هارسيون هيل يمكتلك اكبر مكتب اعلانات في نيويورك |
| Abby Whelan, Harrison Wright. | Open Subtitles | آبي ويلر وهاريسون رايت. |
| Harrison Lisesi'nde yaz tatiline sadece iki ay kaldı. | Open Subtitles | لم يبق سوى شهرين بمدرسة هاريون للبدء في العطلة الصيفية |