| Özür dilerim, rahatsız etmek istemem ama arkadaşım hasta ve zamanımız çok dar. | Open Subtitles | عذراً, لا أقصد إزعاجك لكن صديقي مريض و نحن نسير بخطه زمنيه دقيقه |
| - Demek benim hasta ve iğrenç olduğumu düşünüyorsun. - Saçmalamayın! | Open Subtitles | هذا هو شعوركَ إتجاهي بأنني شخص مريض و مقرف |
| Tamam tüm hasta ve görevlileri kontrol etmeliyiz. | Open Subtitles | حسناً إذاً, علينا القيام بفحص سريع لكل مريض و لكل موظف |
| Hastayım, sevgilim, hasta ve yorgun... fakat ciddi bir şey değil. | Open Subtitles | أنا كذلك، مريضة و مرهقة ولكن الأمر ليس خطيرا |
| Hastayım, sevgilim, hasta ve yorgun... fakat ciddi bir şey değil. | Open Subtitles | أنا كذلك، مريضة و مرهقة ولكن الأمر ليس خطيرا |
| Gün gelir, sürüyü kurtarmak için hasta ve zayıfları kurban etmek gerekir. | Open Subtitles | ها هو يأتي على الوقت عندما يكون المريض و الضعيف يجب ان يضحى |
| Oğlum hasta ve yanında bile olamıyorum. | Open Subtitles | لقد رأيت ذالك أعني.. إبني مريض ولا يمكنني حتى ان أكون معه |
| Çünkü ilki hasta ve kazadan sonra bana bakamamış. | Open Subtitles | لأن أمي الأولى مريضة, ولا تستطيع أن تعتني بي بعد حادث السيارة |
| 3 bebek hasta ve dördüncüsü de belirtileri göstermeye başladı. | Open Subtitles | ثلاثة أفطال مرضى و رابع يظهر أعراضاً مبكرة |
| Çünkü sen hasta, ve yorgunsun, insanlardan uzakta yalnız kalmaya ihtiyacın var. | Open Subtitles | لأنك مريض و أنت متعب و يجب أن تكون وحيداً بعيداً عن الناس |
| O yalnız kalmak istemeyen korkmuş, hasta ve kör bir çocuk. | Open Subtitles | انه مجرد فتى خائف اعمى مريض و الذي لا يريد ان يكون وحيدا |
| Davacımız hasta, ve detektif bir dava üstünde çalışıyor. | Open Subtitles | النائب العام مريض و المحقق ذهب ليباشر قضية عنده. |
| Kardeşin hasta ve ona yardım etmek için ne kadar uğraşırsak uğraşalım asla iyileşmeyecek. | Open Subtitles | أخاك مريض و مهما حاولنا مساعدته لن يتحسن أبداً |
| Her kimse haklıdır biliyorum Kyle hasta ve yardıma ihtiyacı var ama gördüğü bu şeyleri nasıl düşünüyorsun? | Open Subtitles | ،أعلم أن الجميع على حق ،أنّ كايل مريض و في حاجة إلى مساعدة لكن بأي طريقة تعتقد أنه رآى هذه الأشياء |
| Şoförüm hasta ve onun işini yapmam gerekiyor. | Open Subtitles | سوّاقي مريض و عليَّ أن أقوم بعمله |
| hasta ve zayıfken onu yalnız bıraktı. | Open Subtitles | لقد تركها وحيدة عندما كانت مريضة و ضعيفة |
| Bayan Glasser hasta... ve gerçek vekil öğretmenle bir sorun çıktı. | Open Subtitles | و لقد كانت السيدة جلاسير مريضة و كان هناك بعض الإرتباك بشأن المدرس البديل الحقيقي |
| Ve şimdi küçük kızım hasta ve ben ne söyleyeceğimi bilmiyorum. | Open Subtitles | و الآن إبنتي الصغيرة مريضة و لا أستطيع فعل شيء. |
| Bir hasta ve bir arkadaş arasındaki mesafeyi anlamasını sağlamaya çalıştım. | Open Subtitles | لقد حاولت أن أوضح لها الفرق بين المريض و الصديق |
| hasta ve bebek kan kaybından ölebilir. | Open Subtitles | قد ينزف المريض و الطفل حتى الموت |
| O hasta ve konuşamıyor. Ama söylediğin her şeyi duyar. | Open Subtitles | إنه مريض ولا يستطيع الكلام ولكن بإمكانه أن يفهم ما تقول |
| Bana bak, kızım hasta ve daha fazla vakit harcayarak zaman kaybetmek istemiyorum. | Open Subtitles | ...إبنتي مريضة ولا أريد أن أمضي المزيد من الوقت هنا |
| Ahlâklı bu adamın sahip olduğu ahlâk hasta ve çaresiz insanların geri çevrilmesine izin veriyor. | Open Subtitles | أخلاق من الرجل الذي تسمح له أخلاقه أن يطرد أناس مرضى و يائسين بحاجة للمساعدة |