| Bu bilgi paketlerinde, renkler, pikseller, şekiller ve hastalığın tıbbi görüntüsü bulunuyordu. | TED | تتضمن حزم المعلومات هذه: الألوان والبكسلات والأبعاد وتوصيفات المرض على الصورة الطبية. |
| Son günlerinde hastalığın ilk belirtilerini gizlemek için beyaz eldiven giyiyordu. | Open Subtitles | حتـى أنه قـام فـي أيامـه الأخيرة بارتـداء قفـازات لإخفـاء أعراض المرض |
| hastalığın gerçek hayatta ne denli felaket bir şey olacağını bilmeliydim. | Open Subtitles | كان ينبغي أن أعرف مدى سوء المرض ليس فقط في المعمل |
| Akıl rahatsızlığına rağmen mükemmel bir kariyerin var, ama hastalığın tekrar orataya çıktı, eğer insanlar burda olduğunu öğrenirse kariyerine zarar vermesinden endişe ediyorsun. | Open Subtitles | فلقد حضيت بمهنة عبقريّة بغض النظر عن مرضك العقليّ لكنّك انتكست الآن، و أنت . قلق بشأن سمعتِك . إن علم النّاس بوجودك هنا |
| Görünen o ki hastalığın nedeni beyindeki prion protein denen bir madde. | Open Subtitles | المرض يظهر أساساً بسبب فشل في الجزء البروتيني لأحد الجينات في الدماغ |
| Garcia, saplantısının derinliğine bakılırsa muhtemelen bu hastalığın en çok görülen cinsinden. | Open Subtitles | غارسيا,لأن هوسه شديد جدا فمن المرجح انه مصاب بالدرجة الشديدة من المرض |
| Ama buradaki belirtileri iyileştirmiş olman, hastalığın yok olduğu anlamına gelmez. | Open Subtitles | ولكن ليس معنى أن تتعافي من الأعراض أن المرض قد زال |
| Ben on iki yaşındayken, gerçek babamı öldüren hastalığın ilk belirtileri ortaya çıktı. | Open Subtitles | عندما كان عمري 12 عاماً، أولى بوادر المرض الذي قتل والدي يظهر لي |
| Ben on iki yaşındayken, gerçek babamı öldüren hastalığın ilk belirtileri ortaya çıktı. | Open Subtitles | عندما كان عمري 12 عاماً، أولى بوادر المرض الذي قتل والدي يظهر لي |
| Onlara ulaşıp hastalığın tedavisini bulmaya çalıştı ama herkes onu geri çevirdi. | Open Subtitles | و طلب منهم تمويل بحث لإيجاد دواء لهذا المرض لكن الجميع خذلوه |
| Söylemeliyim, daha önce hiçbir deneğimizde hastalığın bu kadar çabuk zuhur ettiğini görmemiştim. | Open Subtitles | وعلي القول لم أر المرض يتطور بتلك السرعة من قبل مع أي مريض |
| Yani tam olarak da hastalığın iyi tarafı değil. | TED | وبالتالي لم يكن دائما الجانب الإيجابي من المرض. |
| Özellikle bu, gözümün önünden gitmiyor çünkü bu hastalığın kendi gözümle gördüğüm ilk örneği. | TED | هذا الورم بالتحديد التصق في ذهني لأنه كان أول حاله من هذا المرض اراها بنفسي |
| Her anımı hastalığın semptomlarının başlamasını bekleyerek yaşadım. | TED | لقد عشت كل لحظة وأنا أتوقع ظهور أعراض المرض. |
| Bir yerdeki hastalığın her yerdeki insanlar için bir tehdit olabileceği fikri çok gerçektir. | TED | فكرة أن المرض في أي مكان يمكن أن يشكل تهديدًا للناس أينما كانوا هو حقيقة واقعة. |
| Melvin'e göre hastalığın hakkında çok ilginç bazı teorilerin varmış. | Open Subtitles | يقول الدكتور ميلفين بأن لديك افكار مثيرة حول مرضك |
| biraz da ilk yardımdan anlarım ishal olmazsın,hasta olmazsın basit hastalığın,gidiyorum | Open Subtitles | أعرفقليلاعن العلاجاتالمنزلية، لن تصابي بأي سعال أو مرض مرضك البسيط ، سأذهب في لحظة |
| Bu aslında eğer insanlara daha çok ihracat, daha çok ticaret verirsek hastalığın görülme sıklığı artar demek değil. | TED | و لكن هذا لا يعني بالضرورة أننا إذا قدمنا للناس المزيد من الصادرات و التجارة أن يزداد انتشار الوباء |
| Yani bu hastalığın üstesinden gelebilirdiniz, hastalığın etrafını aşılayabilir ve kesebilirdiniz. | TED | لذا فإنه بإمكانك التحكم بمرض الجدري، بإمكانك أن تعطي اللقاح للمعرضين للشخص المصاب بالمرض و تمنع العدوى. |
| Yanılsamalar ve halüsinasyonlar bu hastalığın en belirgin işaretleri. | TED | الأوهام والهلوسة هي السمات المميزة للمرض. |
| Bu hastalığın aileye bir illet gibi bulaşmış olduğunu anladım. | Open Subtitles | و بأن الجنون متوارثٌ في العائلة كنهر أسود من الأمراض. |
| Çoğu zaman ağrıyı bir hastalığın belirtisi olarak düşünürsünüz. Ve bu genelde doğrudur da. | TED | الان في اغلب الاوقات تظنون ان الالم عرض لمرض ما وهذا صحيح في معظم الاوقات |
| Kalp, şeker hastalığın, ailende tansiyon ya da kanser olan var mı? | Open Subtitles | هل يوجد أمراض قلب .. أو سكر .. أو ضغط الدم |
| - Mümkündür. - hastalığın cevabı ile ilgili şu şeyler... | Open Subtitles | ـ من المحتمل، أجل ـ هذا الشئ بشأن علاج العدوى |
| Fakat hiç bir aşk bir hastalığın yıkıcı etkilerini... yokedecek kadar güçlü değildir. | Open Subtitles | ولكنلايوجدحبكفيل بأن... "يصمد أمام مرضي المدمر". |
| Muhtemelen, hastalığın yayılması sınırlı olacak ve kızamık salgını başlamayacaktır. | TED | ومن المرجح، إمكانية السيطرة على انتشاره ولن يتفشى مرض الحصبة. |
| Aynı zamanda çok büyük bir salgına sebep olacak çok nadir bir hastalığın virüsünü taşıdığı için de. | Open Subtitles | لكن لأنّها تحمِل مرضاً نادراً يُحتمَل انتشاره كمرض وبائي |
| Bu arada yaygın enfeksiyonlar için aşı geliştirilmesi ilk etapta hastalığın önlenmesine yardımcı olabilir. | TED | تطوير لقاحات للعدوى الشائعة، في الوقت ذاته، يستطيع منع المرض في المقام الأول. |
| - Nasıl bu kadar emin olabiliyor? Utandırıcı bir hastalığın nadir görülen komplikasyonları. | Open Subtitles | مضاعفات نادرة لمرضٍ محرج هذه عمليّاً نوعية (هاوس) المفضلة |
| hastalığın her neyse çocuklarla başa çıkma yeteneğinle bir ilgisi yok. | Open Subtitles | سواء كان لمرضك علاقة بقدرتكِ على التعامل مع طلابكِ |