| Yani hastalıklı hayvanlarıkomşularıma mı kakalayım yani? | Open Subtitles | سأحاول بيع قطيع مريض لجيران لا يعرفون بمرضه؟ |
| Böyle hastalıklı ve çürümüş bir şeye nasıl para verirsin? | Open Subtitles | كيف يمكنك أن تدفع مالاً لشئ . مريض ومتعفن مثل تلك |
| Yakında kök hücrelerini, hasarlı ya da hastalıklı hücreleri yenileriyle degiştirmek üzere kullanmaya başlayabileceğiz. | TED | وقريباً، سوف نكون فعلاً قادرين على استخدام الخلايا الجذعية لاستبدال الخلايا التالفة أو المريضة. |
| Neyin yanlış yürüdüğünü bulmak için bu gorillerin hastalıklı beyinlerini incelemeliyim. | Open Subtitles | أنا يجب أن أُشرح الأدمغة المريضة لأكتشف ما حصل من خطأ للغوريلات |
| Çocuğumu kullanarak bana ulaşması hastalıklı bir şey. | Open Subtitles | أنها خبيثة , تكيد علي من خلال أبني المريض |
| İyi yönden değil tabii ki, ama yine de hastalıklı. | Open Subtitles | ليس بطرقة جيده , واضح ذلك, لكنها.. مريضة رغم ذلك |
| Rahatsız da edici. Burada hastalıklı beyni olan birisi var. | Open Subtitles | ياله من عقل مريض لدينا هنا هيا أيها الفتيان |
| Bu hastalıklı bir Japon geleneği falan mı? S*ktir! | Open Subtitles | هل هذا تقليد ياباني مريض أَو بَعضاً من القذارة ؟ |
| En azından, onlar birbirlerine harika, işkence dolu, hastalıklı aşk şiirleri yazdılar. | Open Subtitles | على الاقل كتبوا أروع تعذيب وقصائد حب مريض |
| Bu garip anlaşılamaz garip hastalıklı vücutların raporu. | Open Subtitles | هذه التقارير من الغريب، غير المبررة، والهيئات المريضة. |
| Ailemizle ilgili hastalıklı düşüncelerini görmüyor musun? | Open Subtitles | أنها قصة مخزية الا ترى وجهة نظرك المريضة بأتجاه عائلتك؟ |
| Bence benim için hastalıklı ilişki tek yol. | Open Subtitles | أعتقد أن بالنسبة لي العلاقات المريضة هي الحل الوحيد. |
| O şimdiye kadar gördüğüm en hastalıklı kişiydi. | Open Subtitles | الاولاد ليسو لعبة ليز انه كان المريض الذى لم ارى اكثر منه مرض |
| Adil olmak gerekirse, o kadının hasta olduğunu, bir hastayı ziyaret ettiğini ya da ellerini onun hastalıklı suratına sürüp sürmediğini bilmiyorsun. | Open Subtitles | بكل انصاف أنت لا تعرف اذا تلك الفتاة مريضة عقليا أو كانت تزور مريضا عقليا أو كانت تضع يديها المريضة على وجهه المريض |
| hastalıklı mizacım yüzünden, böyle bir mekanın, bana uygun olmadığını düşünüyorum, ve başka yerlerde fırsatlar yakaladım, burada kendi çıkarım için yapabileceğim en iyi şey biraz uzaklaşmak olacaktır. | Open Subtitles | لكنني توصلت للإعتقاد أيضاً أن مزاجي المريض يناسبي في بيئة ستصبح مثل ذلك |
| Sokak hayvanını alamayız. hastalıklı olabilir. | Open Subtitles | لا يمكن ان تبقى فى ذلك المنزل يمكن ان تكون مريضة |
| Çünkü yaptığın onca şeye rağmen hastalıklı bir yanım acı çekmene dayanamıyor. | Open Subtitles | لأنه برغم كل ما فعلتيه بي ، فإنه لازال هناك جزءاً مريضاً مني لا يتحمل رؤيتكِ وأنتِ تعانين |
| Ateşli silahlar deneme laboratuvarı yüzünden hastalıklı bir grup maymun otoyolda dolaşıyorlar. | Open Subtitles | بسبب حريق في معمل اختبار تابع للجيش ومجموعة من القرود المصابة الهاربة تتجول في الطريق السريع |
| Ama sen hasta hastalıklı bir et parçasısın ve böyle ölmeyi hak ediyorsun. | Open Subtitles | لكنك معتوه و كتلة لحم سقيم هذه الطريقة هي التي تستحق الموت بها |
| hastalıklı bir yolcu belirtiler henüz ortaya çıkmamışken-- belirti görülmeyebilir de, dünyanın diğer ucuna gidebilir | TED | يمكنُ للأشخاص المصابين ركوب الطائرة، والسفر نصف الطريق حول العالم قبل بداية ظهور الأعراض، هذا إذا ظهرت الأعراض أصلًا. |
| Lepradan muzdarip bir grup hastalıklı adamı bir araya topladık. | Open Subtitles | لقد شكلنا مجموعة من رجال مرضى يعانون من المهق الأبيض |
| Dr. Lecter herhangi bir hastalıklı şeyle ilgilenmememi tavsiye etti. | Open Subtitles | دكتور ليكتر قام بنصحي ضد التكتم على أي أثر مرضي |
| Toplumun hastalıklı et korkusunu yenemiyorsun. | Open Subtitles | لا يمكنك أن تخترقي الخوف المرضي من اللحم |
| Çünkü o hastalıklı ve kinci bir yalancı ve onun duygularıyla oynadı. | Open Subtitles | لأنها إمرأة كاذبه مريضه وحاقده التى عبثت بمشاعره |
| Sen delirmiş, hastalıklı piskopatın tekisin, ve seni bir daha asla görmek istemiyorum, tamam mı? | Open Subtitles | ؟ ؟ أنك مجرد شخص مجنون, مضطرب نفسياً ومثير للشفقة |
| Çitlerin arkası hastalıklı bölge olduğundan devriye geziyorlar. | Open Subtitles | هم فقط يقومون بالدوريات ،لان المنطقه المصابه خلف هذا السياج. |
| Çoban görevini yerine getirmiştir ve hastalıklı koyun şimdi arındırıcı alevlere teslim edilmelidir! | Open Subtitles | الراعي قام بواجبه والخراف المُصابة يجب أن تُطهر الآن بالنار |