| Bunlar normal hatıraların gittiği yere gitmezler. | TED | حقاً أنهم لا يذهبون إلى المكان المعتاد الذي تذهب إليه الذكريات. |
| Bir gün, bu ziyaretin sadece bir hatıra olarak kalacak kalbimde yaşattığım diğer güzel hatıraların yanında. | Open Subtitles | يوماً ما ستكون زيارتك مجرد ذكرى ككل الذكريات التي أعزها |
| "hatıraların hayallerinden daha önemli hale geldiğinde, orta yaşta olduğunu anlarsın." | Open Subtitles | تعرفين انك وصلت لمنتصف العمر عندما تصبح ذكرياتك اهم من احلامك |
| Neden iğrenç hatıraların için bir çöplük olarak kullanılmaktan hoşlandığımı düşünüyorsun | Open Subtitles | ما زلت لا أعلم ما الذي جعلك تظن أني أستمتع و أنا أراك تستعملني مكبا لنفاياتك الخلقية و ذكرياتك التافهة |
| Bastırılmış hatıraların hipno-terapi sırasında ortaya çıkmasıyla ilgili bir kitabın yayınlanmasıyla başladı. | Open Subtitles | تم بعد نشر كتاب عن ذكريات مكبوتة يتم استردادها عن طريق التنويم المغناطيسى |
| Şey, Eşin, kızın ve boşanma ile ilgili olan bütün hatıraların yanlış hatıralar. | Open Subtitles | لهذا السبب، جميع ذكرياتك عن زوجتك وابنتك والطلاق هي ذكريات زائفة، |
| hatıraların bu kadar net ve unutulmaz olması çok ilginç. | Open Subtitles | يبدو من المستحيل أن نصدق كيف أن بعض الذكريات يمكن أن تكون بهذه القوة. |
| hatıraların burada daha sık hatırlandığını bildiğiniz takdirde, tamamdır. | Open Subtitles | طول ما انت مدرك بأن هذه الذكريات من المحتمل جداً أن تحدث من جديد هنا |
| Onunla ilgili hatıraların olabilmesine çok mutlu oldum. | Open Subtitles | أنا مسرورة لأنكِ أخيراً، حصلت على بعض الذكريات لها |
| Şimdi gerçekten hayatımdaki hatıraların eziyeti ile yalnız ve toplum dışına itilmiş zavallı biri oldum. | Open Subtitles | الآن ، أنا بالفعل لوحدي بائسة منبوذة من مأدبة الحياة تعذبني الذكريات |
| hatıraların birleşmesi Hangi birleşme? | Open Subtitles | ما الفيلم الذى سيعرض؟ اتحاد الذكريات ــ أى اتحاد؟ |
| Çandan; Sandal ağacının tozu, hatıraların verdiği acıyı hafifletir. | Open Subtitles | تشاندان ، وبودرة الساندلوود شجرة ، تُريح من آلام الذكريات |
| Geriye sadece hatıraların yaptığın seçimler ve ilgilendiğin insanlar kalacak. | Open Subtitles | ستكون أنتَ فقط مع ذكرياتك.. الإختيارات التي قمتَ بها والنّاس الذين عاشرتهم |
| Beni senin yeteneklerin, hatıraların ve kötü yanlarınla programladılar. | Open Subtitles | قاموا ببرمجت جميع ذكرياتك بى و مهاراتك و مساوءك. |
| Tapınağa girdiğin zaman, hatıraların Mnemosyne'in oldu, benim oldu. | Open Subtitles | عندما دخلت المعبد ذكرياتك أصبحت ذكريات نيموسين " أصبحت لي " |
| veya 3 yaşından evvelki hatıraların olabilirler. | Open Subtitles | أو ربما ذكرياتك قبل أن تبلغ الثالثة |
| Hayatımın en kötü dönemini içeren hatıraların sonsuza dek gömülmesini umarak. | Open Subtitles | لندفن للأبد ما آمل بأنها ذكريات الجانب المظلم من حياتي |
| Bundan sonra hatırlayacağın yeni hatıraların olur. | Open Subtitles | يمكنكِ أن تصنعي ذكريات لتتذكريها منذ الأن. |
| Görevden öncesine dair hatıraların var mı? | Open Subtitles | هل يتوارد عليكِ أيّاً مِن ذكريات ما قبل المُهمّة؟ |
| O halde neden senin hatıraların beni ağlatıyor. | Open Subtitles | ".. إذن لما ذكراك " " تجعلني أبكي " |
| hatıraların ortasında | Open Subtitles | ما بين تذكاراتى |
| O hatıraların yarısı da senindi. | Open Subtitles | كانوا شطر ذكرياتي فقط. |