| hatırlamadığın şeyi özlemezsin dedim. | Open Subtitles | لم أعتقد أنك ستفتقد شخصًا لا تتذكره أصلًا |
| İçkiliydin. Belki hatırlamadığın bir şey yapmışsındır ama eğer garip davrandığını söylüyorsa, garip davranmışsındır. | Open Subtitles | لقد كنت مخمورًا , ربما فعلت شيئًا لم تتذكره |
| hatırlamadığın o fırtınanın hikayesini dinlemek ister misin? | Open Subtitles | هل تود ان تسمع قصة ذلك الاعصار الرعدي التي لا تتذكرها ؟ |
| hatırlamadığın çok şey var. | Open Subtitles | هناك الكثير من الأشياء التي لا تتذكرها |
| hatırlamadığın bir adamın beni arayıp sende belsoğukluğu olduğunu söylediğini gerçekten düşündün mü? | Open Subtitles | أنتِ حقاً تظنين أن شاب لا تتذكرينه حتى إتصل بي أنا ليخبرني أنكِ مصابة بمرض السيلان؟ |
| İşteki yattığını hatırlamadığın adamla yatmaktan korkuyorsun çünkü seni hatırlamayan bir adamı aldatmak istemiyorsun öyle mi? | Open Subtitles | أنتِ تخافين من النوم مع زميلك في العمل الذي لا تتذكرينه لأنك خنتِ الشاب الذي |
| hatırlamadığın birini özlemek garip. | Open Subtitles | من الغريب الإشتياق لشخص لا تذكره |
| O gün hakkında hatırlamadığın başka bir şey var mı? | Open Subtitles | هل يوجد شئ اخر لا تتذكره عن هذا اليوم |
| Ona verdiğini hatırlamadığın şeyi sırf sen verdin diye, nasıl çalınır öğrenmeye çalışıyor. | Open Subtitles | ... هى تواصل التدرب على عزف شيء لا تتذكره حتى لأنه شيء أهديته لها |
| hatırlamadığın şeyleri görebilirsin. | Open Subtitles | قد ترى أشياء لا تتذكرها. |
| Evet ama hatırlamadığın şey, sen su çiçeği olunca Sarah'nın da su çiçeği olduğu. | Open Subtitles | أجل , لكن ما لا تتذكرينه هو أنه , عندما اصبتِ بالجدري , سارة) أصيبت بالجدري) |