| İnsanların, bu çocukların her gün içinde yaşadıkları bu dünyayı hatırlamaları lazım. | Open Subtitles | على الناس أن يتذكروا العالم الذي يعيش فيه هؤلاء الأولاد كل يوم |
| Kızların bahçesinde oynayabilecekleri yandaki evde yaşamaları ve kızların annelerini çok az hatırlamaları için dua ediyorsunuz. | Open Subtitles | وأن يمكنهم الإنتقال للعيش في المنزل المجاور وتستطيع الفتيات اللعب في بيت العرائس في العربة وان يتذكروا أمهم بالكاد |
| Çünkü onlar da bunu başka şekilde görmüyorlardı tüm kareleri hatırlamaları gerekiyordu. | Open Subtitles | لأنهم يجب أن يتذكروا كلّ تلك الإطارات |
| Eğer yarın ölürsem,insanların beni hatırlamaları için bir sebepleri olmayacak. | Open Subtitles | إذا مُت غداً ، ليس هُناك شيء لِيتذكرني الناس به |
| Başka zaman, Brian. İnsanların beni hatırlamaları için bişeyler yapıyorum. | Open Subtitles | لاحقاً ، (برايان) ، عليَّ أن أفعل شيئاً لِيتذكرني الناس من أجله |
| Sadece hatırlamaları için yardım gerek. | Open Subtitles | يحتاجان لمساعدة فحسب في تذكّر هذا |
| Sadece hatırlamaları için yardım gerek. | Open Subtitles | يحتاجان لمساعدة فحسب في تذكّر هذا |
| Ben de diyorum ki: "Daha beş aylıklar, babalarının çükünü hatırlamaları imkânsız." | Open Subtitles | لكنني أقول، "عزيزتي، إنهم بعمر الخمسة أشهر فهم لن يتذكروا شكل قضيب والدهم" |