| Tüm telefon hatlarını kesmiş. En yakın telefon 30 km. Ötede. | Open Subtitles | لقد أقتلع كل خطوط التليفون وأقربهم على بعد 21 مــيلا ً |
| Alman ilerleyişi gazetelerde güzel gözükse de ikmal hatlarını tehlikeli derecede arkada bırakmıştı. | Open Subtitles | التقدّم الألمانى الذي بدا جيد جداً على الورق تجاوز خطوط تجهيزه بشكل خطير |
| Ağzımı açmayıp kaçtığım zaman, iletişim hatlarını açma görevine dair duygusal iş-gücünün tamamını eşime yükledim. | TED | سمحت لزوجتي بأن تتكفّل بكل الحمْل العاطفي المتعلق بالتطفل وفتح خطوط الإتصال بينما أصمت أنا وأهرب بعيداً. |
| Gerçek şu ki sadece ana hatlarını biliyoruz ve tam olarak anlayamadığımız bir şeye uygun bir çözüm getiremeyiz. | TED | في الحقيقة نحن نعلم فحسب الخطوط العريضة ولا نعي بصورة تامة تلك الامور وهذا هو سبب عدم قدرتنا على معالجة تلك المشاكل |
| Farklı metro hatlarını ayırdılar ve kendi versiyonlarını eklediler. | TED | وينقسمون إلى خطوط القطارات المختلفة وينشرون نسختهم من الإشارات |
| Bağlantı hatlarını kestiler esir ele geçirdiler ve istihbarat topladılar. | Open Subtitles | لقد قاموا بقطع خطوط أمدادتهم وقبضوا على أسرى وحصلوا منهم على معلومات |
| Görev, Japonların iletişim hatlarını kesmekti. | Open Subtitles | كان هدف الحمله الفعلى هو قطع خطوط مواصلات اليابانيين |
| Ben de bir tane istiyorum. Telefon hatlarını kestim. | Open Subtitles | أريد بندقية أيضاً لقد قطعت خطوط التليفون |
| Bütün yolları kapadılar. Telefon hatlarını kestiler. | Open Subtitles | وقد سدوا جميع المنافذ، وقطعوا كل خطوط الهواتف |
| Sen sadece telefon hatlarını kullanmayacaksın. Bankaya gireceksin. | Open Subtitles | انت لن تستخدم خطوط التليفون بل ستدخل البنك |
| Junior, senden telefon hatlarını kesmeni istediğimde, ana hattı kesmiş miydin? | Open Subtitles | جونيور, عندما طلبت منك قطع خطوط الهاتف هل قطعت الخط الرئيسي في القبو؟ |
| Fırtına telefon hatlarını bozmuş olmalı. Tamam. Teşekkürler. | Open Subtitles | لابد أن العاصفة ضربت خطوط التليفونات ، حسنا شكرا لك |
| Duyusal sofistike bir görüntü iletmek için boyunca temiz, sade çizgileri ile sayesinde, ben bir insanın vücudunun doğal hatlarını kullanmaya çalışın. | Open Subtitles | شكرا حاولت أن أستخدم المنحنيات الطبيعية لجسم الرجل مع خطوط بسيطة لأعكس صورة من التكلف الجنسي |
| Gerek düşman hatlarını geçmede, gerekse karizmaları ile bu güçlü güvercinler kuşlar için bir mucize. | Open Subtitles | سواء خلف خطوط العدو أو العكس فهذه الحمامات القوية فخر الطيور |
| Jeneratörlerinden biri patlamış iletişim hatlarını yakmış, bu yüzden yayın sağlam değil. | Open Subtitles | أحد مولداتهم انفجر وخرب خطوط الاتصال لذا البيانات غير مستقرة |
| Amaç en az kayıpla Alman hatlarını geçmekti. | Open Subtitles | كان الهدف هو اقتحام الخطوط الألمانية بالحد الادنى من الخسائر في الارواح |
| Müttefikler Bulgar hatlarını parçalayıp kuzeye doğru ilerlediler. | Open Subtitles | الحلفاء حطّموا الخطوط البلغارية وإلتفوا شمالاً |
| Kuzeyde, dağlardaki elektrik hatlarını onarıyormuş. | Open Subtitles | يقوم بإصلاح أسلاك الكهرباء في الجبال ناحية الشمال |
| Elektrik hatlarını eritir, sigortaları yakar ve iletişimi bozarlar. | Open Subtitles | تذيب شبكات الكهرباء، وتفجّر صمامات الكهرباء وتشوّش على الاتصالات |
| Normal görüş keskinliğinin yüz hatlarını tanıyıp, ayırt edebileceği bir mesafedir. | Open Subtitles | المسافة التي حدة البصر العادي يمكنه تحديد وتمييز بين ملامح الإنسان |
| Abluka gemilerimiz, Ayrılıkçı hatlarını geçebilir ve yardım malzemelerini bırakabilir. | Open Subtitles | قواتنا المحاصرة يجب ان تكون قادرة على اختراق صفوف الانفصاليين وانزال |
| Kral Ecbert hepinizin huzurunda anlaşmanın ana hatlarını belirlememi istedi. | Open Subtitles | الملك (ايكبرت) اختارني لأجلس أمامكم وأحدثكم عن إمكانية اتفاق |