| Ama hava alanına gidip de o uçağa bindiğinizde ve uçağı uzaklaşırken gördüğümde gittiğinizi düşünmüştüm. | Open Subtitles | لكن حيث ذهبت للمطار ودخلت الطائرة حين رأيت تلك الطائرة تحلق |
| Hemen hava alanına gitmiş. O aceleyle bana not bırakmayı unutmuş tabii. | Open Subtitles | لذا شقت طريقها للمطار وفي عجالة نسيت أن تترك لي رسالة |
| Sonra seni hava alanına götürüp gerçek ticari bir uçağa yerleştireceğim. | Open Subtitles | سوف أقوم بتوصيلك للمطار و أضعك في طائرة تجارية كبيرة |
| hava alanına yakın bir bölge | Open Subtitles | ليخرج من المدينةِ فيكون قُرْب إلى المطارِ. |
| Dulles hava alanına inme izni verildi. | Open Subtitles | لديك الاذن للهبوط في مطار دالاس حظ سعيد |
| Geçen sene de böyle demiştin, sonra hava alanına gelmemiştin. | Open Subtitles | هذا ما قلته العام الماضى, قبل ألاّ تظهر فى المطار. |
| Eski erkek arkadaşını almak için hava alanına gitti. | Open Subtitles | ذهبت للمطار و أخذت صديقها القديم ثم انطلقت |
| Eski erkek arkadaşını almak için hava alanına gitti. | Open Subtitles | ذهبت للمطار و أخذت صديقها القديم ثم انطلقت |
| Eğer cevap orada değilse, söz veriyorum seni kendim hava alanına götüreceğim. | Open Subtitles | لوكانتالإجابةليستهناك , أعدك أني سأوصلك للمطار بنفسي |
| Onu, uçağın kalkış zamanında hava alanına bıraktıklarını söylüyorlar. | Open Subtitles | قالوا أنهم اوصلوه للمطار بالتوقيت المناسب |
| Ben hava alanına gidiyorum ve sende yağmura çıkmadan küçük kutunda bekleyeceksin. | Open Subtitles | سأذهب للمطار وستكون أنت بعيداً عن الأمطار فى صندوقك هذا |
| Ailemi hava alanına bıraktım. Torunları olmaması üzerine yakınmalarını dinledim | Open Subtitles | أوصلت والداى للمطار أستمعت الى شكواهم لعدم أنجابى |
| Arkadaşlığımız beni gecenin bir yarısında hava alanına götüreceğin kusarken saçımı tutacağın kadar samimi olacak. | Open Subtitles | سوف تمرّ لأخذي في منتصف الليل و توصلني للمطار و تمسك شعري عندما أتقيأ. |
| Arkadaşlar taşınmana yardım eder. Seni hava alanına götürür. | Open Subtitles | يساعدون على الانتقال لمكان آخر، ويقلونك للمطار. |
| hava alanına giderken, konuşmamıza devam edebiliriz | Open Subtitles | يمكننا التحدث بالسيارة فى طريقى للمطار ..وبالتأكيد ترتبط بأى |
| Şoförün otele gidip eşyalarını toplaman ve sonrasında hava alanına gitmen için kapıda bekliyor. | Open Subtitles | السائق سيرافقك للفندق لتحزم أمتعتك و من ثم ستذهب للمطار |
| "A" ben hava alanına gitmeden önce çantama koymuş demek. | Open Subtitles | يعني ان "آي" وضعها في حقيبتي قبل ان اذهب للمطار |
| Daha nerede oturacağımızı bile bilmeden hava alanına gideceğiz ve sonra birbirimize bakıp, "her şey harika" mı diyeceğiz? | Open Subtitles | إذاً سنذهب للمطار بدون أدنى فكرة عن مكان جلوسنا ثم فجأة نعلن عن رغبتنا كأننا أشخاص عظماء؟ |
| Onu hava alanına egzotik orkidelerle dolu bir limuzinle götüreceğim. | Open Subtitles | نعم، أَخْفقُها إلى المطارِ في a limo مَلأَ بالسحالبِ الغريبةِ. |
| Sabahleyin beni hava alanına götürebileceğini düşündüm. | Open Subtitles | إعتقدتُ لَرُبَّمَا أنت يُمْكِنُ أَنْ أوصلْني إلى المطارِ في الصباحِ. |
| Her iki dakikada Louis Armstrong hava alanına uçaklar iniş yapıyor. | Open Subtitles | هناك طيارة تهبط كل دقيقتين "في مطار "نيو اورليانز |
| Bence de hava alanına koşup ona uçaktan inmesini söylemek! | Open Subtitles | سوف أقول لها أخرجي من المطار وأن تترك تلك الطائرة |
| (Video: Hava trafik kontrolörü trafiği yönlendirir) Bu bizim hava trafik kontrolörümüz Kigali Uluslar Arası hava alanına çağrı yapıyor. | TED | وحدة تحكم الحركة الجوية توجه حركة المرور هذه هي وحدة تحكم حركة الطيران لدينا تدعوها إلى مطار كيغالي الدولي |