| Ailenin havuzunu birayla doldurduğunu tamamen unutmuşum. | Open Subtitles | نسيتُ أنّكَ سبق وملأت بركة السباحة لوالديكَ بالجعة |
| Kendini öldürmeden önce, bilmen gerekir, geçen yaz çocuk havuzunu doldurdular. | Open Subtitles | قبل أن تنهيه كله, يجب أن تعلمي بأنهم قاموا بتعبئة بركة الاطفال في الصيف الماضي |
| Elbette, havuzunu salsa sosuyla doldurmak istiyorsan o kadar da kötü alışveriş olmaz. | Open Subtitles | بالتأكيد لن يكون عرضا سيئاً لو انك تريدين ان تملئي المسبح لديك بالصلصة |
| Kafana takma, belki bir gün şansın yaver gider de kocan Iraklı bir diktatörün havuzunu temizler. | Open Subtitles | لاتقلقي, ربما يأتيك الحظ .. ويمكن لزوجك أن ينظف المسبح لدكتاتور . عراقي يوم ما |
| - Gitmeliyim. havuzunu temizlemedim daha. - Tanık sizin. | Open Subtitles | . يجب أن أذهب أنا لم أنظف حمام السباحة - . الشاهد - |
| Bense koi havuzunu bile ziyarete gelemiyorum. | Open Subtitles | لا أَسْمحُ لحتى لزيَاْرَة بركةِ koi. |
| Otelin yüzme havuzunu kapatıp etkinlik bile düzenledi. | Open Subtitles | حتى انه اقام حفلة و حجز مسبح الفندق كله لي |
| Merak etme, havuzunu tamir ettiğim için aldığım 50$'la DVD'sini alacağım. | Open Subtitles | لا لاتقلق سأكون متأكد من شراء نسخة بتلك ال50 دولارا التي تقاضيتها لاصلاحي مسبحك |
| Hıyarın birinin havuzunu temizlediğin için kaç tane provayı kaçırdın? | Open Subtitles | كم عدد المرات التى تخلفت فيها عن حضور التدريب لإنشغالك بتنظيف حوض سباحة أحد المعاتية ؟ |
| Kont sana yarım doz verdi ama yüzme havuzunu dolduracak kadar ter döktün. | Open Subtitles | الكونت أعطاك نصف جرعة فحسب، لكنّك تعرّقت كثيرًا بما يملأ بركة صغيرة. |
| Kontrol odasına gidip yakıt devrelerinin reaksiyonu durdurmak için soğutma havuzunu neden beslemediğini öğrenmeye çalışacağım. | Open Subtitles | أحتاج الوصول الى غرفة التحكم لأرى ما اذا أمكنني معرفة لماذا قضبان الوقود لم تسقط إلى الأسفل نحو بركة التبريد |
| Hala Lois Lane ile görüşüyor musun, yoksa ofis havuzunu tahmin ettiğim gibi ilişkiniz de bitti mi? | Open Subtitles | لذا، هل أنت لا تزال رؤية لويس لين، أو لم أن يتبدد مثل توقعت في بركة المكتب؟ |
| Farkında olmadan birisi bize, yüzme havuzunu gösterir ve bir kelime söylerse, sadece bir kelime, eğer dinlemezsen ve bu kelime "hayat şifresi" ise, bu bizim suçumuz olabilir. | TED | سيكون الأمر أشبه بجريمة لو أن شخصاً قد ظهر بجانب بركة السباحة و قال كلمة واحدة, كلمة واحدة فقط أن لم تسمع إن كانت هذه الكلمة هي "شيفرة الحياة" |
| - Onların havuzunu görmedin değil mi? | Open Subtitles | - لم ترى المسبح لديهم، هل فعلت؟ - مسبح من؟ |
| 18 yaşındayım ve bütün gün kuzenimin banliyödeki evinin havuzunu temizliyorum. | Open Subtitles | -،وأنا بعمر الثامنة عشرة كنتُ عالقاً في الضواحي أنظف المسبح كل يوم لابن عمي. |
| - Hatta yüzme havuzunu bile kapatmış. | Open Subtitles | حتى انهم حجزوا كل المسبح |
| havuzunu falan da temizleyebilirim. | Open Subtitles | أو أقوم بتنظيف حمام السباحة أو أى شيء |
| Bense koi havuzunu bile ziyarete gelemiyorum. | Open Subtitles | لا أَسْمحُ لحتى لزيَاْرَة بركةِ koi. |
| Kim bilir, belki bir gün Beyaz Saray'ın havuzunu filan temizlemek istersin. | Open Subtitles | من يعلم؟ ، ربّما يوماً ما ستود أن تنظف مسبح البيت الأبيض أو شيء ما. |
| Evet, istediğim yalnızca gelip artık havuzunu temizlemeyeceğimi söylemekti bu yüzden... | Open Subtitles | نعم لقد أردت فقط زيارتك وأخبرك أنني .... لن أقوم بـ تنظيف مسبحك بعد الآن لذا |