| Ben başka bir yerde yaşayan kendimi hayal bile edemiyorum, | Open Subtitles | لا أستطيع أن أتخيل نفسي أعيش في أي مكان آخر |
| "Yapayalnız olsam acaba nasıl olurdu?" diye hayal bile edemiyorum. | Open Subtitles | لا أستطيع تخيل ما أشاهده إن كنت أهتم بشؤوني الخاصة |
| Seninle ilgili neler kaçıracağımı, ne olacağını... hayal bile edemiyorum. | Open Subtitles | لا أتخيّل الأشياء التي ستفوتني معك وإلى أيّ درجة ستتطوّر |
| Kapiyi açip buradan çikmama izin verdiginde nasil hissedeceksin hayal bile edemiyorum. | Open Subtitles | لا يمكنني التخيل عندما تفتح هذه الأبواب وتدعني أخرج |
| Gerçek kadınlar tarafından kaç kez reddedildiğini hayal bile edemiyorum. | Open Subtitles | لا أستطيع التخيل كيف بأمكانك أن تتعامل مع المرأة الحقيقية |
| Onunla bir daha konuşamamayı hayal bile edemiyorum. | Open Subtitles | لا أستطيع تصور أنـي لـن أتحدث إليهـا مرة أخرى. |
| Bu programın başka bir yerde çekildiğini hayal bile edemiyorum. | Open Subtitles | لا أستطيع أن أتخيل تصوير المسلسل في أي مكان آخر |
| Laurel'e ne kadar kızgın da olsan onu korumak için yapabileceklerini hayal bile edemiyorum. | Open Subtitles | كما جنون كما كنت في الغار، لا أستطيع أن أتخيل أنك لن تفعل أي شيء لحمايتها. |
| Senin işini yaptığımı hayal bile edemiyorum. | Open Subtitles | لا أستطيع أن أتخيل تفسى أفعل ما تفعله أنت لم لا؟ |
| Görece sağlıklıydım; zihinsel ya da fiziksel yaralanmaya ek olarak o süreçten geçmeyi hayal bile edemiyorum. | TED | وكنت حينها في صحة جيدة، اذ لا أستطيع تخيل نفسي وأنا أعاني من اصابة عقلية أو بدنية. |
| Zavallı annen. Çocuğunu kaybetmeyi hayal bile edemiyorum. | Open Subtitles | يالها من أم تعيسه أنا لا أستطيع تخيل خسران طفل |
| Hele... böyle seninkiler gibi iyi veya iriyseler bu bokun ne kötü yaktığını hayal bile edemiyorum. | Open Subtitles | الحياة بدون ثدي ليست سيئة بالنسبة لثديك لا أستطيع تخيل مدي الألم الذي تحسين به |
| Bu geliştirilmeden önce polis memurları ne yaparmış hayal bile edemiyorum. | Open Subtitles | لا أتخيّل ما كنتم أنتم الشرطيين تفعلون قبل تطوير هذا |
| Annem beni göndermeyip şehirde tutsaydı şu anda nasıl bir hayatım olurdu hayal bile edemiyorum. | Open Subtitles | لا يمكنني التخيل كيف كانت ستكون حياتي إذا أمي لم ترسلني بعيدا , إذا بقيت في المدينة |
| Ölseydin neler olabileceğini hayal bile edemiyorum. | Open Subtitles | لا أستطيع التخيل كيف سيكون الأمر إذا اختفيتي |
| Ama ben yokken ne yapacaksın? hayal bile edemiyorum. | Open Subtitles | ولكن ماذا ستفعل عندما لا اكون بجانبك, لا أستطيع تصور ذلك |
| Çok uygunsuz, insanı böyle görünmeye sürükleyen şeyi hayal bile edemiyorum. | Open Subtitles | غير لائق تماما لا استطيع ان اتخيل كيف لها ان تكون بهذا المنظر |
| Tekrar birine aşık olduğumu hayal bile edemiyorum. | Open Subtitles | لا أستطيع تصوّر أنّي سأحبّ أحداً مجدداً |
| Sahip olduğun tek aileyi kaybetmenin nasıl bir his olduğunu hayal bile edemiyorum. | Open Subtitles | لا أتصور كيف يكون الحال عندما تفقدين العائلة الوحيدة التي لديك |
| Birini o şekilde kaybettiğimi hayal bile edemiyorum. | Open Subtitles | لا أتصوّر صعوبة خسارة أحدهم بتلك الكيفية |
| Kaybınız için çok üzgünüm. Acınızı hayal bile edemiyorum. | Open Subtitles | أنا أسف جدا لخسارتك اعني بانني لا استطيع تخيل ذلك |
| Sizin konuştuğunuz gibi büyük bir sükse yapmak için yani. Bunu başarmak için kimi yenmeniz gerekebileceğini hayal bile edemiyorum. | Open Subtitles | لنشر قصه كالذي تتحدث عنها لايمكنني تخيل من عليك هزيمته, لتحقيق ذلك |
| Şu anda o duygu nasıl hayal bile edemiyorum, o ne geçiyor. | Open Subtitles | لا يمكنني أن أتخيل كيف يشعر الآن ، ما الذي يمضي فيه |
| Neler yaşadığını hayal bile edemiyorum. | Open Subtitles | لا يمكنني تصور ما كنت تمرين به |
| Babamı genç bir kızla hayal bile edemiyorum. | Open Subtitles | لا أتخيل حتى أبي مع شابة كهذه |