| Cumhuriyet Şehri'ni babamın hayalleri doğrultusunda yönetmek için çok şey yaptım. | Open Subtitles | لقد بذلت جهدي لتوجيه العاصمة نحو حلم والدي الذي حلم به |
| Cumhuriyet Şehri'ni babamın hayalleri doğrultusunda yönetmek için çok şey yaptım. | Open Subtitles | لقد بذلت جهدي لتوجيه العاصمة نحو حلم والدي الذي حلم به |
| Benim oğlumumun hayalleri büyük , ve yanlış insanlar tarafından yönlendirilir. | Open Subtitles | لو ليدرك أبنى أحلامه .. يمكننه أن يقع فى الأيدى الخاطئة |
| Güçlü babalar ve kendi hayalleri olan genç adamlar. | TED | هم آباء أقوياء وهم شباب يملكون أحلامهم الخاصة. |
| Bu kararınla herkes çok mutlu oldu. Ama biliyorum ki her kızın kendi hayalleri ve hevesleri vardır. | Open Subtitles | لكنى أعلم بأن كل فتاة لديها أحلامها الخاصة وطموحاتها الخاصة |
| Beyninde hasar olan iki insanın aynı hayalleri görmelerinin olasılığı nedir? | Open Subtitles | ماهي فرص الرجليين ذو الضرر الدماغي يعانون من أوهام لحظية متطابقة؟ |
| Oh, bir insanın hayalleri olabilir ancak onları kullanılır hale getirmeyi becermeli, sürekli onları düşünerek oturup durmamalı. | Open Subtitles | فعليه ان يضع قدمه على ارض الواقع اوه, يجب ان يكون لدى المرء احلام ولكن عليه تنفيذ تلك الاحلام بشكل عملى |
| Genç insanlar için büyük şehirlerin vaat ettiği şey, büyük şehir hayalleri, bu fırsattır, iştir, servettir, ama genç insanlar şehirlerinin zenginliğinden pay almazlar. | TED | بالنّسبة للشبان فإنّ المدينة الكبيرة تحقّق لهم حلم الفرصة، الشّغل و الثروة، لكنهم لا يشاركون في ازدهار المدن. |
| Ardından boş zamanlarımda gün içinde daha da detaylanan hayalleri görmekten zevk alır hale geliyorum. | Open Subtitles | مؤخّرًا، في لحظات فراغي, يسرني حلم اليقظة الذي ينمو ويصبح أكثر وضوحًا وتفصيلًا يومًا بعد يوم. |
| Hafta sonunda Kevin'in hayalleri gerçek oldu. | Open Subtitles | في وقت لاحق من هذا الأسبوع، شهدت كيفن حلم تحقق. |
| o kendi hayallerini, ortak ve paylaşılan bir gerçeklikle ilişkilendiremiyor ve hayalleri deliliğe dönüşüyordu? | TED | والانفصام الذي يعاني منه حيث لا يمكنه ربط أحلامه بواقع مشترك لذا تتحول أحلامه إلى أوهام؟ |
| Umarsız hayalleri mutlu sona erdi | Open Subtitles | إرتفعت أحلامه المستميتة أخيرا على اليابسة |
| En bayağı hayalleri bile, bu dolar yeşili altın süslemeli fantezilerle cilalarsın, tâ ki her insan, gözü yükseklerde bir imparator kendi kendisinin tanrısı olana dek. | Open Subtitles | حتى أحلامه المملة يزينها بأحلام ذهبية حتى يصبح كل إنسان إمبراطوراً طموحاً يصبح مثله الأعلى أين سيذهب من هذا الطريق؟ |
| Bu yüzden onların umutları korkuları ve hayalleri ile ilgili her şeyi öğrenmem gerekiyordu. | Open Subtitles | لهذا السبب أردت المعلومات عن آمالهم ، مخاوفهم و أحلامهم |
| Ben hayalleri olan bir sürü insan tanıdım. | Open Subtitles | لقد عرفتُ في حياتي بعض الناس الذين لديهم أحلامهم |
| Elveda İmparatorluk, tüm hayalleri ve güzellikleri. | Open Subtitles | وداعاً أيتها الإمبراطورية وكلّ أحلامها وولعها |
| En güçlü olma hayalleri, öldürme arzusuyla birleşti. | Open Subtitles | أوهام المناعةِ جَمعتْ مَع حافز قاتل قوي. |
| Bir anda hayatımızın tüm hayalleri paramparça olmuştu. | Open Subtitles | فى لحظة واحده ، كُلّ احلام حياتِنا حُطّمتْ. |
| Bakın, bir çoğunuz gibi, büyürken, onur listesinde, burslu, doktor olma hayalleri kuran bir öğrenciydim. | TED | مثل العديد منكم، لدى نشأتي، كنت طالبا مثاليا، طالبا بمنحة، يحلم بأن يُصبح طبيبا. |
| Bu erkek çocuğunun hedefleri ve hayalleri var, ama toplumda kabul görmek için saklıyor. Çünkü farklı olmak kolay değil, özellikle de Rusya'da. | TED | لكن لهذا الولد أهداف وأحلام لكن يخاف ألا تكون مقبولة في مجتمعه، فأن تكون مختلفا ليس سهلا، خصوصا في روسيا. |
| Deli Legs' in danscı olma hayalleri gerçek oldu. | Open Subtitles | كريزي ليقز ، أصبح حلمه بأني يكون راقصاً آخيراً إلى حقيقة |
| orada istenmemenize rağmen -- ve başkalarıyla çalışarak o hayalleri gerçek yapmaktır. | TED | مهما كانت .. مهما كانت ومن ثم العمل مع الآخرين لجعل هذه الاحلام واقعاً |
| Ama ev, araba ve yeni kırpılmış çim hayalleri gerçek olunca, hayal olmaktan çıkıyorlar. | Open Subtitles | ولكن الأحلام عن البيوت والسيارات وجزازات العشب لا يعتبروا أحلاماً إذا أصبحوا حقيقة |
| Özellikle de üçüncüsünde gelecek hayalleri | TED | والثالث على وجه الخصوص, حيث الرؤى المستقبلية |
| Yani, İsa hayalleri gören bir küçük çocuk, nasıI oldu da... | Open Subtitles | أعني، كيف يمكن لصبي صغير رأى رؤى المسيح أن يتحول إلى فيزيولوجي. |
| Onun gibiler, şiddet dolu hayalleri ile bizleri öldürmeden, kendileri ölmelidir! | Open Subtitles | لا بد أن يموتوا قبل أن يقتلوننا بأحلامهم المدمرة |
| İsminden, ailesinin onun için daha büyük hayalleri olduğunu anlaşılıyor ve filmin başlamasına iki dakika kala gelmeniz onun suçu değil. | Open Subtitles | أفصد، إعتماداً على إسمه، والداه من الواضح أنهما كان يملكان أحلام كبيرة له، وليس خطأه أنكم أنتم يا رفاق ظهرتم بدقيقتين |