| Memeliler gibi ses çıkarmıyorlar ve kesinlikle hayvanlar gibi de çıkarmıyorlar. | Open Subtitles | إنها لا تبدو مثل الثدييات، وهي بالتأكيد لا تبدو مثل الحيوانات. |
| Birbirimizi vahşi hayvanlar gibi öldürmemize engel olan benimsenmiş bir anlaşmadır. | Open Subtitles | انه عقد موحد يمنعنا من قتل بعضنا البعض. مثل الحيوانات المتوحشة. |
| Beyaz adamın orduları sizi buradan atacak av sahalarınıza şehirler inşa edecek kalanlarınızı hayvanlar gibi vuracak. | Open Subtitles | جيوش الرجل الأبيض سوف يركلكم للخارج ويقومون ببناء المدن على أراضي صيدكم واسقاط أولئك الذين غادروا، مثل الحيوانات |
| Topraklarım benden çalındı, ailem kanun dışı sayılarak hayvanlar gibi yaşamaya mahkum edildi. | Open Subtitles | إن أرضي سلبت مني وعائلتي أصبحت طريدة العدالة وحكم عليهم أن يعيشوا كالحيوانات |
| Ayrıca, bazı insanları hayvanlar gibi boyadılar, ama artık bitti. | Open Subtitles | بجانب أنهم دهنوا الناس ليبدون كالحيوانات و الآن انتهى الأمر |
| Henüz göremediğin bir orman yangınından kaçıp biraraya toplanan hayvanlar gibi olduklarından bahsetti. | Open Subtitles | وقد عنى بأنهم يجتمعون ويهربون كحيوانات من نار الغابة التي لا تستطيعين رؤيتها لحد الآن |
| Vahşi hayvanlar gibi davranamazsın. | Open Subtitles | لا يُمكنك التجول في الجوار كالحيوان البري. |
| Hepsini de sirkteki hayvanlar gibi sergilemek için buraya getirmişler. | Open Subtitles | جلبت مجموعة كاملة هنا أسفل مثل الحيوانات لعرضه في معرض المقاطعة. |
| Hepsini de sirkteki hayvanlar gibi sergilemek için buraya getirmişler. | Open Subtitles | جلبت مجموعة كاملة هنا أسفل مثل الحيوانات لعرضه في معرض المقاطعة. |
| Çarpılmış gibi oluyorlar. Canavar, vahşi hayvanlar gibi. | Open Subtitles | ويصبحون ممسوسين الشر الصافي مثل الحيوانات البرية |
| Yani onları hayvanlar gibi avlamanız yetmiyor. | Open Subtitles | لذا غير كاف بأنّك تطاردهم مثل الحيوانات. |
| Adamlarım hayvanlar gibi avlandığında hissettim. | Open Subtitles | . أشعر عندما رجالى يتطاردون مثل الحيوانات |
| önce yatağa atlayıp, şey gibi, birbirimizi bilirsin işte, hayvanlar gibi tanımaya çalışmıyoruz. | Open Subtitles | قبل أن نقفز في الفراش لنتعرف على بعضنا مثل الحيوانات |
| Ayrıca, bazı insanları hayvanlar gibi boyadılar, ama artık bitti. | Open Subtitles | بجانب أنهم دهنوا الناس ليبدون كالحيوانات و الآن انتهى الأمر |
| Ama artık çok geçti ve biz hayvanlar gibi yapmaya başla-- | Open Subtitles | ولكن بعد ذلك، فقد فات الأوان واستمرينا بذلك كالحيوانات إلى أن |
| Soylu Romalılar... hayvanlar gibi bir birleriyle dövüşüyorlar! | Open Subtitles | النبلاء الرومان يقاتلون بعضهم البعض كالحيوانات |
| Monica beni her gördüğünde gülümser; ben de ona "Yerde nasıl hayvanlar gibi düzüşmüştük, değil mi?" derim. | Open Subtitles | والآن هي تبتسم عندما تراني مرحباً، مرحباً وأقول لها أتذكرين عندما تضاجعنا كالحيوانات على الأرض؟ |
| Panikleme, çünkü onlar hayvanlar gibi korkunun kokusunu alırlar. | Open Subtitles | لا تفزع انهم كالحيوانات يستطيعون الشعور بخوفك |
| Çocuklar vahşi hayvanlar gibi madende büyüdü. | Open Subtitles | الأطفال نموا فى المناجم كالحيوانات المتوحشه |
| Bunu daha önce görmüştük. Vampirler insanları hayvanlar gibi yanlarında tutar, beslenme çantası gibi. | Open Subtitles | مصاصي الدماء يبقون الناس كحيوانات أليفة، حقائب طعام إنسانية. |
| Uzun süre kafeste duran hayvanlar gibi. | Open Subtitles | كالحيوان الذي عاش مدة طويلة في قفص .. |
| Kız aylarca ormanda saklandı hayvanlar gibi yaşadığı yerde. | Open Subtitles | اختبات البنت في الغابة لبضعة شهور, لقد عاشت مثل الحيوان. |
| Olaylara, hayvanlar gibi birbimize saldırmadan, makul olarak yaklaşmamızı sağlar. | Open Subtitles | للإستمرار بالأشياء بطريقة منظمة بدون مهاجمة بعضهم البعض مثل الوحوش |