| Bu sirada ben de Heidi'ye tasaklarimdan biraz havyar yalatacagim. | Open Subtitles | سأجعل هايدي تتلعق الكافيار من على خصيتي في الوقت الحالي |
| Bu sirada ben de Heidi'ye tasaklarimdan biraz havyar yalatacagim. | Open Subtitles | سأجعل هايدي تتلعق الكافيار من على خصيتي في الوقت الحالي |
| Geçen akşam Heidi Klum ile dışarı çıktığında harap oldum ben! | Open Subtitles | شعرت بحزن الليلة الماضية عندما ذهبت في تاريخ مع هايدي كلوم. |
| Paige bunları arkadaşı Heidi'ye yazmış. | Open Subtitles | بَيج كَتبتْ لهذه ملاحظات إلى صديقِها هيدي. |
| Ya çocuk bir çeşit, ne bileyim, Heidi'ye dönüşürse? | Open Subtitles | ماذا إذا اظهر الطفل نوع من , لا اعرف، هيدي |
| Heidi gibi bir gazeteci, elinde iyi bir ipucu olmadan çıkıp gelmez. | Open Subtitles | مراسل مثل هيدي ما كَانَ سيَجيءُ خارج هنا بدون a تقدّم جيد. |
| İki vaka arasında tek bir fakr var: Heidi kelimesi yerine Howard kelimesi yazılmış. | TED | غير كلمة واحدة بالضبط: هايدي الى هاورد. |
| Zum Wilden Hirsch'te çalışan Heidi adında bir kuzenin var. | Open Subtitles | لديك ابنة عم تدعي "هايدي" تعمل في "زوم فيلدين هيرش" |
| Heidi onun hakkında söylediklerini anlattı. Bu yüzden Leda'yı aradım. | Open Subtitles | هايدي اخبرتني بما قلته عنه لذا اتصلت بليدا |
| "Heidi"yi okuduğumuz zamanları hatırlıyor musun? Ve peyniri şöminede eritmeye çalıştığımızı? | Open Subtitles | أتتذّكرين عندما قرأنا "هايدي" ومِن ثم حاولنا إذابة الجبنة في المدفأة؟ |
| Cindy Crawford, Christie Brinkley, Heidi Klum, Claudia Schiffer. | Open Subtitles | سيندي كروفورد. اه، كريستي برينكلي. هايدي كلوم. |
| Heidi'ye bir çift orospu bulduk çevreciler grubundan, onları hatırladın mı? | Open Subtitles | أحضرنا ـ هايدي ـ وعاهرتان من جماعة البيئة, أتذكرهن ؟ |
| Artık komşumuz olduğunuzdan Heidi'nin gerçek annesiyle karşılaşması için doğru bir zaman olduğunu düşündüm. | Open Subtitles | بما أنكم تعيشون بالقرب منا أعتقدت ان من الواجب ان تقابل هايدي أمها |
| Senin bu gece olduğundan daha seksi bir hale getirebilmenin mümkün olduğunu sanmıyorum Heidi. | Open Subtitles | لأا توجد اي فكرة كيف يمكن ان تكوني اكثر اثارة عما انت عليه الليلة هايدي |
| Heidi, Kendall'ın şehrin o bölgesine neden gittiğini biliyor musun? | Open Subtitles | هل تعرفين يا هايدي لماذا كانت كندال في ذلك الجزء من المدينة؟ لا.. لا أعرف.. |
| Eğer Heidi o kartı kullandıysa, onu güvenlik kamerası görüntülerinden bulabiliriz. | Open Subtitles | إذا إستعملَ هيدي تلك بطاقة اللاعبِ أي مكان، نحن يَجِبُ أَنْ نَكُونَ قادرون على جِدْها على المراقبةِ. الحقّ. |
| - Heidi Custer beni takip ediyormuş. | Open Subtitles | هيدي كوستر كَانتْ تَتْليني. بإِنَّهَا تَعمَلُ شيء ما مثل ذلك؟ |
| Heidi Caster soruşturmasından alındı. | Open Subtitles | هو مِنْ حالةِ هيدي كوستر. أُريدُ إخْبارك شيءَ، |
| Yolcu tarafındaki kapıda da Heidi'nin kanı var. | Open Subtitles | دمّ هيدي على الداخلِ بابِ المسافرَ الجانبيَ. |
| Saat 19:05'te Heidi benzin alırken Malibu'nun lastikleri tertemiz. | Open Subtitles | إطارات ماليبو كَانتْ نظيفة عندما هيدي مَلأتْ في 7: 05 مساءً |