| Primo Sparazza uydurmacası ete ve kana büründü ve Freeman Heller artık yoktu. | Open Subtitles | و اصبح بريمو سابرازا لحما و دما و لم يعد فريمان هيلر موجود |
| 24 saat içinde, Curtis Heller Geri Viteste Yaşamak'ı satın aldı. | Open Subtitles | خلال أقل من 24 ساعة, كورتيس هيلر اشترى فلم العيش بالعكس |
| Heller zerre kadar umurunda olmayabilir ama bu saldırılar olursa, masum insanlar ölecek. | Open Subtitles | ربما لا يهمك هيلر ولكن ان نفذت هذه الهجمات العديد من الآبرياء سيموتون |
| Ella, Curtis Heller'ın benimle görüşmeyi kabul etmesine imkân yok. | Open Subtitles | ممممم إيلا ليس هناك مجال ليَقْبل كيرتيس هيللر مُساعدة منّي |
| Bay Heller, Broadbent ve Denmeyer'den Sam Bowden. | Open Subtitles | سيد هيللر ، أنا سام بودن من برودبنت و دينمير |
| Heller iş adamı. Belki de mizacı öyledir. | Open Subtitles | هيلير رجل إقتصاد قد يكون يتظاهر فقط |
| Taraflar, ilk önce Bay Sanders'ın konuşması... ve Bay Heller'ın sorularını yanıtlaması konusunda anlaştılar. | Open Subtitles | السيد ساندرز سيتحدث أولا، ثم يتم استجوابهم من قبل السيد هيلر. |
| Sparazza hakkında, FBI'ın en ünlü ajanlarından Freeman Heller'ın da dahil olduğu 100'den fazla planlı cinayet işlediği söylentileri dolaştı. | Open Subtitles | تقول الاشاعات ان سابرازا قام باكثر من 100 عمليه قتل من بينهم قتل عميل المكتب الفيدرالي المشهور فريمان هيلر |
| Sahte kimlik, sahte geçmiş, şu an standart olan tüm prosedürleri Heller çok uzun zaman önce uygulamıştı. | Open Subtitles | مع الهويات المزيفه و الخلفيه المزوره و كل شيئ الان يدور علي اكمل وجه و نفذها هيلر و عندما عاد |
| Geçen bu kadar yıl boyunca, onun da bulaştığı düşünülen ağır suçlarda, ki buna Heller'ın cinayeti de dahil, onun izine rastlanamadı. | Open Subtitles | الجرائم الخطيره التي نظن انها متورط بها بما فيها قتل هيلر نجد ان ادلتها تصل بنا الي طريق مسدود |
| Heller vuruldu ve öldürüldü. Kötü adamlar onun işini bitirdiler. | Open Subtitles | هيلر اطلق عليه النار و مات هؤلاء الرجال هزموه |
| Aynı yıl Sparazza, sözüm ona Freeman Heller'ı öldürdü. | Open Subtitles | نفس العام الذي من المفترض ان سابرازا قد قتل فيه هيلر |
| Tüm bu zaman, bize Heller'ı Sparazza'nın öldürdüğünü söylediler ki öldüren bizdik, yani FBI. | Open Subtitles | و طوال هذا الوقت كنا نظن ان سابرازا قتل هيلر انه نحن مكتب التحقيق الفيدرالي |
| Yüksek rütbeliler Heller'ın ameliyatının yasal kayıtlardan çıkarılmasını istedi, böylece onu tamamen gömüp Heller'ı listeden çıkaracaklardı. | Open Subtitles | و قد ارادوا محو ملف هيلر من السجلات و لهذا فقد اخفوه و محوا اسم ميلير |
| Ta ki şimdiye dek. Heller'ın operasyonu, ikinci Dünya Savaşından daha önce oldu. | Open Subtitles | حتي الان قام هيلر بعمليه قلب قبل الحرب العالميه الثانيه |
| Bak, mantıksız bir bütçe için Bakan Heller'a bunu imzalattırmayacağım. | Open Subtitles | لن أدع الوزير هيللر يوقع على ميزانية غير منطقية |
| Savunma Bakanı Heller kıdemli politika çözümleyicisi Audrey Raines ile birlikte birkaç dakika önce kaçırıldı. | Open Subtitles | لقد تم اختطاف الوزير هيللر منذ بضعة دقائق ومعه المستشارة السياسية أودري رينز |
| Heller kaçırıldığında oğlu Richard'ın evindeydi. | Open Subtitles | هيللر كان في منزل ولده ريتشارد عندما تم اختطافه |
| LAPD bölgeyi kordon altına aldı ve Bakan Heller'ın oğlunu kordonun dışına taşıdıklarını görebilirsiniz. | Open Subtitles | شرطة لوس أنجلوس عزلت المنطقة ويمكنكم ملاحظة أنهم يأخذون ابن الوزير هيللر بعيداً عن مسرح الأحداث |
| Bakan Heller yarım saat kadar önce kaçırıldı. | Open Subtitles | لقد تم اختطاف الوزير هيللر منذ أقل من نصف ساعة |
| Bu birkaç TED'li sayesinde gerçekleşen bir bağlantıydı: [zor anlaşılır] Cheryl Heller ve Andrew Zolli, beni bu harika Afrika'lı kadınla irtibata geçirdiler. | TED | كان هذا بمثابة علاقة تعارف، بفضل بعض أعضاء تيد (TED): [غير واضح] شيريل هيلير وأندرو زوللي، وهو الذي عرفني بهذه الإنسانة الأفريقية العظيمة. |
| Heller kaçak bir ajan. Gidip onu yakalamayı öneriyorum. | Open Subtitles | هلر) عميل منشق) أقترح أن نتدخل ونقبض عليه |
| - Heller aradı, FBI geliyormuş. - Belliydi gelecekleri. | Open Subtitles | -إتصلت (هلير)، الفِدراليون في طريقهم |
| Evet, bu sabah Heller miyotomisine girecekti. | Open Subtitles | نعم , إنّه يستعد لإجراء عمليّة بضعُ العضل |