| hepimizin bildiği gibi, grup içerisinde karar verdiğimizde işler her zaman yolunda gitmiyor. | TED | ونعلم جميعا أنه عندما نتخذ القرارات بشكل جماعي، فإنها لا تكون دائما صائبة. |
| Bir Fransız rahip hepimizin bir tür telepatiyle birleşeceğimize inanır. | Open Subtitles | الكاهن الفرنسى يعتقد اننا جميعا نمتلك سويا نوع من التخاطر |
| Yüce Tanrım, sen hepimizin babasısın, beni paha biçilemeyecek bir hediyeyle takdis ettin. | Open Subtitles | يا الهي , يا أبونا جميعا لقد باركتني بهدية فوق عن كل المقاييس |
| Ve bunu yapabilmek için hepimizin kabul etmesi gereken üç temel ideoloji var. | TED | ولكي نقومُ بذلك، هناك ثلاثة مفاهيم جوهرية يتوجبُ علينا جميعًا أن نتفق عليها. |
| Ve şimdi de bayanlar ve baylar hepimizin beklediği ve beklediği adam. | Open Subtitles | و الآن سيداتى سادتى الرجل الذى إنتظرناه جميعاً و الذى إنتظرناه طويلاً |
| Bu insanlar hepimizin eşit olduğu yönünde bir saçmalığa inanmışlar. | Open Subtitles | لأن هؤلاء الأشخاص يتبنون المعتقد الخاطئ القائل بأننا جميعا متساوون |
| Bu kasaba hepimizin. Burayı ayakta tutmak için hep beraber çalışmalıyız. | Open Subtitles | هذه المدينة لنا جميعا ويجب ان نعمل سويا من اجل النجاة. |
| Bu kasaba hepimizin. Burayı ayakta tutmak için hep beraber çalışmalıyız. | Open Subtitles | هذه المدينة لنا جميعا ويجب ان نعمل سويا من اجل النجاة. |
| Ancak güneş doğduğunda, hepimizin geri dönmesi gereken bir hayatı var. | Open Subtitles | لكن عندما تشرق الشمس لدينا جميعا حياة ينبغي ان نتعايش معها |
| hepimizin sakin olup düşünmesi için bir geceye ihtiyacı vardı zaten. | Open Subtitles | نعم, كنا جميعا في حاجه لليله لنستقر ونعيد التفكير في هذا |
| hepimizin kıvırcık saçlı koca ve popolu olduğunu mu sanıyordun? | Open Subtitles | ماذا؟ كنت أعتقد أن لدينا جميعا شعر مجعد والحمار كبيرة؟ |
| Bazen hepimizin beraber takılması hoşuma gider aranızda bir gariplik olmadan. | Open Subtitles | هيا هي صديقتي كذلك انا اريد لنا ان نخرج جميعا احيانا |
| çünkü hepimizin 200,000 yıl önce burada yaşayan biriyle akrabalığı var. | Open Subtitles | لأننا جميعا ذوي صلة بشخص ما عاش هنا قبل 200،000 سنة. |
| Ama sonra hepimizin berbat bir gece geçirdiği ortaya çıktı. | Open Subtitles | ولكن بعد ذلك، تبين أننا جميعا قد مررنا بليلة جهنمية |
| cömert bir refahlığa değer veriyorsanız hepimizin aynı olduğumuzu vurgulamak zorundasınız. | TED | وإذا قيمتم حالة الرفاه السخية لديكم، عليكم التأكيد بأننا متساوون جميعًا. |
| Bu grubun başardıklarına, öğrendiklerimize hepimizin ne hâle geldiğine bakınca... | Open Subtitles | وفقًا لما أنجزته هذه المجموعة، ووفقًا لما تعلّمناه وغدوناه جميعًا |
| Evet ama hepimizin, Dr. Crane'e gerçek psikiyatrların radyoda olmadığını hatırlatmamız lâzım. | Open Subtitles | أجل لكن علينا تذكيره جميعاً أن هذه مصحة نفسية حقيقية وليست الإذاعة |
| Eninde sonunda bence hepimizin merak ettiği: Her şey bundan ibaret mi? | TED | آجلاً أم عاجلاً، اعتقد اننا جميعنا سنتعجب: هل هاذا كل ما هناك؟ |
| ve geleceğin olağanüstü teknolojisiyle ilgili eğitim almak hepimizin görevi. | TED | ولنحصل كلنا على تثقيف حول هذه التكنولوجيا المدهشة في المستقبل. |
| hepimizin sonsuza dek yaşamasını istiyorum. Nasıl? Bunu nasıl yapacağız? | Open Subtitles | أريد لك أن تعيشي للأبد أريد لجميعنا العيش للأبد |
| Aslında söylediğim, hepimizin Em City dışında ne bok yiyoruz. | Open Subtitles | ما الذي نَفعلُهُ جميعُنا خارِج مدينَة الزُمُرُد، هذا ما أقولُه |
| Parazit teşhisi için hepimizin kan ve dışkı örneği vermesi gerekiyor. | Open Subtitles | الاجراء التشخيصي الطفيّلي يتطلب كل واحد منا عينة دم .. وبراز |
| Öyle de olmak zorundadır çünkü hepimizin küçük ya da büyük kırıkları olmuştur. | TED | عليها أن تكون كذلك. فجميعنا على الأغلب تعرض للكسر في نقطة ما من حياته. |
| -su denen bu değerli kaynağın hepimizin paylaşması gereken bir şey olduğunu. | TED | أن هذا المورد الثمين المدعو بالماء شيء يجب أن نتشارك فيه جميعاَ. |
| Etraflarını sarabilmek için, hepimizin aynı anda mutfağa ulaşması gerekiyor. | Open Subtitles | وجميعنا يجب ان نصل للمطبخ فى نفس اللحظه لنحيط بهم |
| Evet, itiraz edecek değilim. hepimizin bir boku var. | Open Subtitles | نعم، لا أستطيع مجادلة ذلك، لكلّ منّا سيّئاته |
| Özgür ruhuna imreniyorum, çekici de geliyor ama hepimizin böyle bir lüksü yok. | Open Subtitles | أحسدك على روحك الحرة وهي تجذبني لكن ليس كل منّا يتمتع بهذه الرفاهية |
| hepimizin bilmesi için,belki yaşayan birşey,belki hatta ölen birşey var içerde. | Open Subtitles | كُلنا نعرف بأنه ربما يكون هناك شيئاً حياً او ميتاً بالداخل |
| hepimizin toplumumuzun sağlığında bir payı var ve bunu başarmada hepimizin oynayacağı bir rolü var. | TED | كلنا لدينا مصلحة في الصحة العامة لمجتمعنا، وكلنا لدينا دور نقوم به تجاه تحقيق ذلك. |