| her ülkenin değerledirmede farklı ölçütü vardır. | TED | القوانين في كل بلد يمكن أن تختلف لحد كبير. |
| Ve bu anda gerçekten iletişime ihtiyaç olduğunu anladım, çünkü dünyada olup bitenlerle ilgili veriler ve her ülkenin çocuk sağlığı çok iyi biliniyor. Bunu gösteren yazılım geliştirdik: Buradaki her baloncuk bir ülkeyi temsil ediyor. | TED | وحينها أدركت أن هناك حاجة حقيقية للتواصل حتى تصبح البيانات المتعلقة بما يحدث في العالم وبصحة الطفل في كل بلد مُدرَكة ومحسوسة بشكل جيد وصممنا هذا البرنامج والذي يعرضها كما يلي: كل فقاعة هنا تمثل دولة |
| Ama bu anlaşma her ülkenin birbirine karşı duyduğu güvensizliğin bir ürünü. | Open Subtitles | متشابكة الأنا القومية في كل بلد حتى في تلك المعاهدة. |
| her ülkenin bu hedefleri uygulamak ve vatandaşlarına ulaştırmak için | TED | تحتاج كل دولة لخطة خاصة بها لتحقيق أهداف التنمية المستدامة وإيصال هذه الأهداف لمواطنيها. |
| Ancak her ülkenin kendi salgınlarını durdurmak için elinden gelenin en iyisini yapabileceği bir dünya görmek istiyoruz. | TED | لكننا نرغب في رؤية العالم حيث كل دولة تستطيع القيام بأقصى ما عندها لإيقاف انتشار الأوبئة عندها. |
| her ülkenin, çeşitli şekillerde ve boyutlarda paraorkestraları olması lazım, sorgusuz sualsiz. | TED | وينبغي أن يكون لكل بلد فرقة باركيسترا متعددة ومتنوعة بكل الأشكال والأحجام، لا شك في ذلك. |
| her ülkenin, ordunun ve dinin yapıştırıcısı budur. | Open Subtitles | هذا هو الرابط في كل بلد كل جيش ،كل دين في العالم، |
| British Columbia'daki çalışma arkadaşlarımız sayesinde her ülkenin ne kadar avlandığını | TED | وبفضل زملائنا في جامعة "بريتش كولومبيا"، أصبحنا نعرف كمية الصيد الذي تقوم به كل بلد. |
| Gerçekten her ülkenin içinde farklılıklar var. | TED | والمعدل فعلا مختلف داخل كل بلد |
| her ülkenin en fazla 3 EVA birimi tutma hakkı var, fazladan birimlere izin verilmiyor. | Open Subtitles | مع كل بلد يسمح فقط حيازة مدة أقصاها ثلاثة Evas، ليس هناك فسحة في الوحدات التشغيلية. |
| her ülkenin, kendi insanlarına saldırıp, onları korkutan bir yaratığa ait bir efsaneleri, mutlaka vardır. | Open Subtitles | كل بلد يشارك أسطورة المشتركة على المخلوق الذي يرهب... ويهاجم سكانها. نصف سكان العالم، أكثر من 3000 مليون نسمة، |
| her ülkenin kendine has bir değer önerisi vardır. | TED | كل بلد له قيمة عرضه الفريدة. |
| Bunun için sınır kapılarındaki ülkeler büyük ölçüde desteklenmeli sonra insanlar güvenlik kontrolünden geçirilmeli diğer yöntemler uygulanmalı Sonra bu insanlar tüm Avrupa ülkelerine her ülkenin karşılayabileceği kadar dağıtılmalı. | TED | ولكن من أجل ذلك، البلدان التي تمتلك نقاط دخول في حاجة إلى دعم كبير، ومن ثم تنقية الشعب باستخدام عمليات التفتيش الأمنية وكل الآليات الأخرى، وتوزيع أولئك القادمين من مختلف البلدان على البلدان الأوروبية، حسب طاقة استيعاب كل بلد. |
| Bayım, günümüzde her ülkenin bir milli marşı var. 2000 yıl önce de milli marşlar var mıydı? | Open Subtitles | ،سيدي ، اليوم كل دولة لديها نشيد وطني هل كان لديهم نشيد وطني قبل ألفان عام؟ |
| her ülkenin kendi düşünce tarzı, bir kültürü vardır. | Open Subtitles | كل دولة لديها أسلوبها الخاص في التفكير و الثقافة |
| Bu durum, açıkçası tüm ülkeler için bir ulusal enerji politikasını gerektirecek, çünkü çözümler her ülkenin gelir durumuna, trafik sıkışıklığına ve ayrıca sistemlerinin hali hazırda ne kadar entegre olduğuna göre farklılık gösterecektir. | TED | سوف تتطلب سياسة طاقة وطنية وذلك ينطبق على كل دولة لان الحلول في كل دولة سوف تكون مختلفة اعتمادا على مستوى الدخل والاختناقات المرورية وايضا كيف يتم ربط الانظمة الموجودة حاليا هناك |
| her ülkenin gelir adaletsizliğinin aynı kaldığını düşünerek, bunu beş yıl ileri gitmek için kullanabilirim. | TED | لذا سأتمكن من استخدام ذلك في السنوات الخمس القادمة، بافتراض عدم المساواة في الدخل لكل بلد هو نفسه. |
| Hindistan'da yaptım. her ülkenin kendi zorlukları vardır. | Open Subtitles | لكننى بنيت فى الهند لكل بلد تحدياته الخاصة |