| Her şeye sahip olmaya çalışan diğer modern kadınlardan bir farkım yok. | Open Subtitles | ، أنا تماما مثل أي امرأة عصرية . تحاول الحصول على كل شيء |
| Yani, bebek doğduğunda Her şeye sahip olacaksın. | Open Subtitles | أعني ، أنت على وشك الحصول على كل شيء في لحظة ولود ذاك الطفل |
| Trey ailesi zengin, Her şeye sahip olan bir doktordu. | Open Subtitles | كان يبدو تري واحد نيويوركر لا تحصل على كل شيء في أي وقت. |
| Demek istediği, hangi yönden Cate Her şeye sahip olamaz? | Open Subtitles | وجهة نظرها تقول .. باي طريقه كايت لا تملك كل شيء ؟ |
| Ama istediğim Her şeye sahip olamam, değil mi? | Open Subtitles | و لكن لا يمكننى الحصول على كل ما اريد ، اليس كذلك ؟ |
| Fausto'da olduğu gibi, Her şeye sahip olduğuna inanan ve onun ne olduğunu araştırmak için yola çıkan bir adam. | TED | كما هو الحال مع فاوستو، رجل يعتقد أنه يملك كل شيء وشرع في حصر كل ما يملك. |
| Mutlu olabiliriz. Her şeye sahip olabiliriz. | Open Subtitles | نستطيع أنْ نكون سعيدَين و نستطيع الحصول على كلّ شيء. |
| Ben Her şeye sahip olan bir delikanlı hatırlıyorum ve bu müzik zırvalığıyla oğlumu zehirledin ve dünyasında beni unutmaya yardımı olacak yeterli müdahil anısı yok. | Open Subtitles | .. أنا أتذكر .. ولداً صغيراً كان يمكن أن يكون لديه كل شيء |
| Her şeye sahip olamayacağımızın farkındasındır. | Open Subtitles | لقد لاحظتِ أنه لايمكننا الحصول على كل شيء |
| Yani istediğim Her şeye sahip olsaydım bir maymun mu isterdim? | Open Subtitles | اذان اذا كنت استطيع الحصول على كل شيء ساريد قرد؟ |
| Her şeye sahip olabileceğini her zaman söyleyen sensin. | Open Subtitles | أنت الشخص الذي يقول دائمـًا يمكنك الحصول على كل شيء |
| Böylece sen istediğin Her şeye sahip olabil diye. | Open Subtitles | لكي تستطيع أن تحصل على كل شيء تريده |
| Herkesin, aceleci davrandığım için salaklık ettiğimi düşüneceğini biliyorum ama onlar aynı anda Her şeye sahip olmakla hiçbir şeye sahip olmamanın nasıl bir şey olduğunu bilmiyor. | Open Subtitles | أعلم أن كل من حولي يظنني غبياً للتقدم بسرعة لكنهم لا يعلمون ماذا يشبه أن تملك كل شيء ولا تملك أي شيء في نفس الوقت |
| İstediğin Her şeye sahip olamayacağını öğrenmişsindir. | Open Subtitles | يجب ان تعلمى الان أنه لا يمكنك الحصول على كل ما تريديه |
| Gönlünün istediği Her şeye sahip olmasına rağmen, prens şımarık, bencil ve zalimmiş. | Open Subtitles | ورغم انه كان يملك كل شيء يتمناه قلبه إلا انه كان فاسد وقاسي وأناني |
| Her şeye sahip olamazsın. | Open Subtitles | أنت لا تستطيعى الحصول على كلّ شيء. |
| Nasıl olurda bir insan Her şeye sahip olduğu halde hala mutsuz olabilir, anlayamıyorum. | Open Subtitles | أنا فقط لا أفهم، كيف يكون هناك شخص لديه كل شيء ... ومازال بائس جدا |
| İstediğin, ihtiyacın olan Her şeye sahip misin? | Open Subtitles | هل لديك كل ما تريدين كل ما تحتاجين اليه؟ |
| Büyük resmi gördüm ve artık hem her şeyi yapıp, hem de Her şeye sahip olamam. | Open Subtitles | , أنا رأيت الصورة الأكبر لا يمكنني عمل كل شئ و يكون لديّ كل شئ |
| İstediği Her şeye sahip. Bütün mutlu sonların en mutlusu. | Open Subtitles | هي لديها كل ما أرادته دائماً السعادة التي تفوق كل السعادات |
| Ben de güzel olmak istiyorum. Sanırım Her şeye sahip olamıyorsun, değil mi? | Open Subtitles | أريد أن أكون جميلة أظن أن المرء لا يحصل على كل شئ يتمناه |
| New York'ta istediğim Her şeye sahip olduğumu düşünüyordum. Para, şöhret, başarı. | Open Subtitles | اتعرفين في نيويورك حصلت على كل ما ظننت اني اريده المال, الشهرة, النجاح |
| - Her şeye sahip değilsin. | Open Subtitles | -لا تملكين كلّ شيء |
| Ondan sonra sayıları gün geçtikçe arttı ve Her şeye sahip olmak istediler. | Open Subtitles | ثم هناك أكثر وأكثر، وأكثر من ذلك، وأرادوا أن تمتلك كل شيء. |
| İstediğin Her şeye sahip olmak ve onun sana bakması, yani... | Open Subtitles | تحظى بكل ما تريد منها وهي تعتني بك بالمقابل |