| Bu kadar da saf olma senin patronun, her şeyi yapabilecek birisi. | Open Subtitles | أنت لا يُمكنُ أَنْ تَكُوني ساذجة رئيسكَ مجرم سيفعل أي شيء لينقذ نفسه؟ |
| Benim için her şeyi yapabilecek zengin bir dayım var, ama benim alanıma gelmen için sana ödemek üzere ondan iyilik istemezdim. | Open Subtitles | صادف أن عندي عم غني, سيفعل أي شيء من أجلي لكني لن أتصل به فقط من أجل أن يأتي و يدفع لكِ للقدوم لمنطقتي! |
| Ya sen, şu an her şeyi yapabilecek olsan ne yapardın? | Open Subtitles | وانت ، اذا استطعت فعل أي شيء الآن ماذا كنت ستفعل؟ |
| Benimle yukarıda sallarınken kendimi her şeyi yapabilecek gibi hissettim. | Open Subtitles | عندما كان يدربني جعلني أشعر بأنني لن أستطع فعل أي شيء |
| Dilediği her şeyi yapabilecek mevki ve nüfuza sahip biri. | Open Subtitles | هو حصل على موقع و نفوذ لفعل أي شيء يريده. |
| her şeyi yapabilecek kadar zekiydi ama benim seçtiğim yoldan gitmeyecek kadar akıllı olamadı. | Open Subtitles | ذكي كفاية لفعل أي شيء لكن ليس ذكيا كفاية ليتجنب الطريق الذي سلكته |
| Seni aramıza almasaydık, aynı onun gibi bir papel için, her şeyi yapabilecek biri olurdun. | Open Subtitles | ان لم ناخذكي تحت جنحانا لكنت مثلها الآن تقومين بكل شيء من اجل دولار. |
| Kendi babasını öldürebilen biri, her şeyi yapabilecek güçtedir. | Open Subtitles | إنّ كان بوسعها قتل والدها، فيسعها فعل أيّ شيء |
| İstediği yere varmak için her şeyi yapabilecek türde adamlar. | Open Subtitles | النوع الذي سيفعل أي شيء ليصل لما يريده |
| Biri seni gerçekten önemsiyorsa, ...hem de çok önemsiyorsa, senin için her şeyi yapabilecek durumdaysa, ...tek derdi senin iyi olmansa, | Open Subtitles | اعتناء شديد... إن كان هذا الشخص سيفعل أي شيء لك، إن كانت راحتك هي شغله الشاغل... |
| Bir lolipop için her şeyi yapabilecek... yoksul, itilmiş, dışlanmış küçük kız ve erkek çocukları için. | Open Subtitles | من أجل الفقراء والأولاد المنبوذين التعسي الحظ الذين يودّوا فعل أي شيء من أجل قطعة حلوى |
| Bence sen, her şeyi yapabilecek nadir kişilerden birisin. | Open Subtitles | أعتقد أنك أحد هؤلاء الأشخاص الذين يستطيعون فعل أي شيء |
| Dünyalı kişi,istediği her şeyi yapabilecek. | Open Subtitles | أحد سكان الأرض سيكون لديه القدرة على فعل أي شيء على الإطلاق |
| Kendi adamlarını infaz etmeleri... Bu onların bağnaz, her şeyi yapabilecek kimseler olduklarını gösteriyor. | Open Subtitles | أنهم يقتلون رجالهم أنهم مجانين، قادرون على فعل أي شيء |
| Kampçıların çoğu, bir çikolata için her şeyi yapabilecek, talihsiz kişilerdi. | Open Subtitles | معظم المخيمين كانوا تعيسي الحظ على استعداد لفعل أي شيء مقابل قطعة حلوى |
| Bilmiyorum, sanırım annemin Quinn gibi "iyi kızı oynayan" biri olduğuna veya daha kötüsü, beni vermek dâhil, para uğruna her şeyi yapabilecek basit bir kız... | Open Subtitles | لا أعلم , أعتقد اني لا أريد ان أظن مراهقة غير مبالية مثل (كوين)ِ أو أسوأ , بنتٌ حقيرة مستعدة لفعل أي شيء مقابل المال |
| Seni aramıza almasaydık, aynı onun gibi bir papel için, her şeyi yapabilecek biri olurdun. | Open Subtitles | ان لم ناخذكي تحت جنحانا لكنت مثلها الآن تقومين بكل شيء من اجل دولار. |
| Yalnız kalmamak için her şeyi yapabilecek olan kim? | Open Subtitles | مَن فعل أيّ شيء كي يبعدني عن البقاء وحيدة؟ |