| Onurlu birinin mi yoksa zirveye çıkmak için her şeyi yapacak birinin mi? | Open Subtitles | شخصاً نزيه، أو شخص سيفعل أي شيء للوصول إلى القمة، |
| Şimdi de Massey Josh'u yok etmek için her şeyi yapacak. | Open Subtitles | و الآن " ماسى " سيفعل أي شيء " ليدمر " جوش |
| Ubient kayıp verilerinizi kurtarmak için her şeyi yapacak. | Open Subtitles | يوبيينت ستفعل كل ما في وسعها لاسترجاع البيانات المفقودة الخاصة بك |
| Söylediğim her şeyi yapacak zeki bir kuklam var. | Open Subtitles | لدي شخصية رائعة ستفعل كل ما أقول |
| Ancak yolumuza devam etmeden önce bizi engellemek için her şeyi yapacak bir tehditi durdurmalıyız. | Open Subtitles | ،ولكن قبل أن نتحرك يجب أن نتصدى لتهديد شديد يريد أن يفعل أي شيء ليعيقنا |
| Chelsea para için her şeyi yapacak bir ağabeyi olduğunu söylemişti. | Open Subtitles | لأن " تشيلسي " ذكرت لي أخ قد يفعل أي شيء مقابل المال |
| Resmen Don Sanderson şeklinde bir fırsat ayağına geldi, bu hikayeyi bozmamak için her şeyi yapacak. | Open Subtitles | بالاساس قدم هبة لصالح دونالد ساندرسن وهو سيفعل اي شيء لحماية تلك الرواية |
| Şimdi ismim kötü adama çıktı ama ben, burada yaşamamız için her şeyi yapacak tek kişiyim. | Open Subtitles | و الآن أنتم جميعاً تظنونني الشخص السيء؟ لكنني الوحيد الذي سيفعل كل شيء لإنقاذنا إنّها أعزّ صديقاتي |
| Karısını mutlu etmek için her şeyi yapacak biri gibi gelmiştiniz bana. | Open Subtitles | سيفعل أي شيء للحفاظ على سعادة زوجته |
| Elimde istediğim her şeyi yapacak bir noter var. | Open Subtitles | لدي كاتب عدل سيفعل أي شيء من أجلي. |
| Lucien ezik olmadığını göstermek için her şeyi yapacak. | Open Subtitles | (لوشن) سيفعل أي شيء ليثبت بأنه ليس "الخاسر" وهذه نقطة ضعفهم |
| Joe'nun kişisel bilgilerini çalmak ve manipüle etmek için tuttuğunuz adam, kendini korumak için her şeyi yapacak bir katildir. | Open Subtitles | الرجل الذي دفعتيه ليسرق و يتلاعب ببيانات (جو) الشخصية هو قاتل الذي سيفعل أي شيء ليحمي نفسه |
| Mississippi hükümeti sizi durdurmak için her şeyi yapacak. | Open Subtitles | بينما حكومة (ميسيسيبي) ستفعل كل ما بوسعها لأيقافكم. |
| Ama senin için her şeyi yapacak biri var. | Open Subtitles | ولكن لديكِ شخص قد يفعل أي شيء من أجلك |
| Ama senin için her şeyi yapacak biri var. | Open Subtitles | ولكن لديكِ شخص قد يفعل أي شيء من أجلك |
| "Büyük ihtimalle her şeyi yapacak bir adam." | Open Subtitles | رجل يمكنه أن يفعل أي شيء |
| Almak için her şeyi yapacak. Addison. | Open Subtitles | سيفعل اي شيء ليحصل عليه أديسون |
| Annesi için her şeyi yapacak. [Müzik | Open Subtitles | سيفعل كل شيء من أجل والدته |
| Ve Axe bunu devam ettirmek için elinden gelen her şeyi yapacak. | Open Subtitles | و(آكس) سيفعل كل شيء ليستمر بذلك |