Ve son zamanlarda, ben komite tarafından Her şeyi yapmak zorunda gibi görünüyor ve bu sadece... | Open Subtitles | و يبدو لي حالياً ، أنه يجب علي ... أن أفعل كل شيء بالإرتباط وهذا |
Lanet Simon, onun için Her şeyi yapmak zorundayım. | Open Subtitles | الملعون سايمون, علي أن أفعل كل شيء له |
Her şeyi yapmak istiyorum. | Open Subtitles | .أريدُ أن أفعل كل شيء وأقصدُ كل شيء |
Biliyorsun ki söylediği Her şeyi yapmak zorunda değilsin. | Open Subtitles | ليس عليك فعل كل شي يقوله لك. |
Sana söylediği Her şeyi yapmak zorunda değilsin. | Open Subtitles | ليس عليك فعل كل شي يقوله. |
Kahve için dışarı çıkabilirsiniz. Söylediği Her şeyi yapmak zorunda değilsiniz. | Open Subtitles | يمكنكما الخروج لأجل القهوة، لستما مضطرّين على فعل كلّ ما يقوله. |
Gücümle seni mutlu edecek Her şeyi yapmak isterim. | Open Subtitles | أتمنى فعل كلّ ما بوسعي لأجعلكِ سعيدة |
Yapabileceğin Her şeyi yapmak ve güverteyi yararına şeylerle doldurmalısın, yani bağışıklık sistemini beslenme ile güçlendirmek ve vitaminleri hastalığa karşı vücuda destek için kullanmalısın çünkü yetersiz beslenme kanseri yenmene yardımcı olmaz. | Open Subtitles | . عليك ان تفعل كل ما بإمكانك القيام به هو بأن تصلِح اﻷمور لِصالحك. و هذا يعني بناء النظام المناعي غذائيّاً |
Söylediğim Her şeyi yapmak zorunda değilsin. | Open Subtitles | كنت دون وأبوس]؛ ر لها أن تفعل كل ما أقول. |
Ücretsiz Afrika gezisinin yanında, bu kutunun üstündeki Her şeyi yapmak istiyorum. | Open Subtitles | وفي رحلتنا المجانية بأدغال (إفريقيا) أريد أن أفعل كل شيء على هذا الصندوق |
Her şeyi yapmak istiyorum. | Open Subtitles | أريد ان أفعل كل شيء |
Her şeyi yapmak istiyorum işte. | Open Subtitles | أريد أن أفعل كل شيء |
Her şeyi yapmak zorundayım. | Open Subtitles | , يتوجب علي أن أفعل كل شيء |
Her şeyi yapmak istiyorum. | Open Subtitles | سوف أفعل كل شيء |
Ve söylediğim Her şeyi yapmak zorundasın. | Open Subtitles | نعم أنا، وعليك أن تفعل كل ما أقوله. |
Ama Dr. Phil'in dediği Her şeyi yapmak zorunda değilsin. | Open Subtitles | لكن ليس عليك أن تفعل كل ما يطلبه منك الدكتور (فيل). |