| Gerçek aşkın öpücüğü bile her sorunu çözemez. | Open Subtitles | حتّى قبلة حبّ حقيقيّ لا تستطيع حلّ كلّ المشاكل |
| Gerçek aşkın öpücüğü bile her sorunu çözemez. | Open Subtitles | حتّى قبلة حبّ حقيقيّ لا تستطيع حلّ كلّ المشاكل |
| Ona göre, yaşadığım her sorunu yogayla çözebilirmişim. | Open Subtitles | بالنسبة لها، كل مشكلة أعاني منها يمكن أن تحل باليوغا. |
| Yumruklarınla her sorunu çözemezsin. | Open Subtitles | لا يمكنك حل كل مشكلة بقبضتك. |
| Sihir gibi her sorunu çözebilecek bir şeyi yapmamasını nasıl söylersiniz bir çocuğa? | Open Subtitles | كيف تقول لطفل أن لا يستخدم شيئا يحل كل المشاكل كالسحر |
| Altında yatan her sorunu tespit ettik ve mevcut bir hızlı büyüme planımız var. | Open Subtitles | لقد تعرفنا على كل المشاكل ولدينا خطة موضوعة للنمو السريع |
| Güçlü ol. Bu her sorunu çözer. | Open Subtitles | تحلّي بالشّجاعة، عندها ستحلّ جميع مشاكلك |
| Güçlü ol. Bu her sorunu çözer. | Open Subtitles | تحلّي بالشّجاعة و ستحلّ جميع مشاكلك |
| Birlikte her sorunu çözebiliriz. | Open Subtitles | وسنقوم بحل كل مشكلة |
| Üçüncü hikaye teknolojinin her sorunu çözebileceği fikri, teknoloji bizi bir şekilde bu durumdan çıkarabilir. | TED | القصة الثالثة هي فكرة أن التكنولوجيا يمكنها أن تحل كل المشاكل، أن التكنولوجيا يمكنها بشكل ما أن تجعلنا نتجاوز كل المشاكل. |
| her sorunu düzeltiriz. Noble'la düzeltemeyiz. | Open Subtitles | نحن نعالج كل المشاكل اذا عالج مشكلة (نوبل)ّ |