| Herkesin iyiliği için,lütfen bana neler olduğunu anlatır mısın? | Open Subtitles | من أجل مصلحة الجميع هلا أخبرتني من فضلك ما حدث؟ |
| Kendimi engelleyemedim. Herkesin iyiliği için... | Open Subtitles | لم أستطع إيقاف نفسي من أجل مصلحة الجميع .. |
| Sadece benim değil Herkesin iyiliği için ondan bir adım önde olmalıyım. | Open Subtitles | يجب أن أسبقها بخطوة دائماً، ليس من أجل مصلحتي فقط بل من أجل مصلحة الجميع. |
| Hayır. Herkesin iyiliği için senin ortağın içeri gelse daha iyi olurdu. | Open Subtitles | لا , بل سيكون من صالح الجميع لو ان شريكك ظهر هنا |
| Musa... bazen Herkesin iyiliği için... ..bazılarını kurban etmek gerekir. | Open Subtitles | موسي في بعض الأحيان, و من أجل المصلحة العامة يجب أن تقدم التضحيات |
| Baban ve ben Herkesin iyiliği için eve geri dönmesinin daha iyi olacağını düşündük. | Open Subtitles | لقد قررنا أنا ووالدكِ إنه سيكون من الأفضل للجميع إن... إن عاد للمنزل |
| Daha önce de konuştuğumuz gibi Herkesin iyiliği için kimliğimin gizli kalması gerekli. | Open Subtitles | كما ناقشناه، إنها في مصلحة الجميع أن تبقى هويتي مخفية |
| Ama Herkesin iyiliği için bir uzlaşma yolu bularak bu işi halledip hayatımıza devam edelim. | Open Subtitles | ولكن دعنا نتخطى ذلك الأمر سوى الأمور وتخطاها من أجل مصلحة الجميع |
| Ama benim durumumda, böylesi hem senin, hem de Herkesin iyiliği için. | Open Subtitles | ولكن في حالتي, فهو من أجل مصلحتك ومن أجل مصلحة الجميع. |
| Herkesin iyiliği için emekliye ayrılmanın iyi olacağını düşünüyoruz. | Open Subtitles | ونظن بأنه من مصلحة الجميع اذا انتقلت للرئاسة الفخرية |
| Herkesin iyiliği için buradan gitmem gerek. | Open Subtitles | أنا بحاجة للخروج من هنا. من أجل مصلحة الجميع. |
| Sabaha Herkesin iyiliği için yeniden kapatılacak. | Open Subtitles | وفي الصباح، سيسجن مجدداً... من أجل مصلحة الجميع |
| Bunu Herkesin iyiliği için yapıyoruz. | Open Subtitles | نحنُ نفعل هذا من أجل مصلحة الجميع. |
| Ne yaptıysak, Herkesin iyiliği için yaptık. | Open Subtitles | ما فعلناه فعلناه من أجل مصلحة الجميع |
| Herkesin iyiliği için istifanızın en iyisi olacağını düşünüyoruz. | Open Subtitles | نعتقد أنه من مصلحة الجميع أن تستقيلي |
| Bak, Herkesin iyiliği için ortağın içeri gelse iyi olur. | Open Subtitles | سيكون من صالح الجميع لو ان شريكتك ظهرت هنا |
| Fakat bu Herkesin iyiliği için. | Open Subtitles | ولكن هذا في صالح الجميع |
| Birkaç ailenin bundan mutlu olmayacağını biliyorum ama bunun Herkesin iyiliği için olduğunu anlamaları lazım. | Open Subtitles | أعرف أن بعض الآباء لن يكونوا سعيدين لكن يجب عليهم فهم ذلك من أجل المصلحة العامة |
| Birleşmiş tek bir kişi olarak Herkesin iyiliği için ortak bir noktada buluşuyoruz. | Open Subtitles | سنكون جميعاً متحدين ونعمل على هدف واحد، المصلحة العامة |
| Preston sakin ol. Yaptığımız şey Herkesin iyiliği için. | Open Subtitles | نحن نفعل الأفضل للجميع |
| Bir organizasyonun devam edebilmesinin tek şansı üyelerinin kişisel tercihlerini Herkesin iyiliği için bir kenara bırakmalarıdır. | Open Subtitles | تصمد الجمعية لأن أعضائها على استعداد للتضحية بخيارات شخصية، لصالح الجميع. |
| Demem o ki, Herkesin iyiliği için görevini sona erdirmek zorundasın. | Open Subtitles | , أنا اخبرك ِ , لمصلحة الجميع يجب أن تتنحي جانبا |