| Ama şimdi hesaba para yatırdım, o yüzden artık diğer borcu silseniz? | Open Subtitles | ولكنني وضعت نقودا في الحساب الآن ف.. ألا يمكنك إعفائي من الرسوم؟ |
| Bütün para, çalıntı fonlar da dahil, aynı hesaba aktarılmış. | Open Subtitles | جميع الأموال بما فيها أساسات القروض تم تحويلها لنفس الحساب |
| Ama o sırada tepesini ne kadar attırdıklarını hesaba katmamışlardı. | Open Subtitles | و لكنهم لم يحسبوا حساب مقدار الغضب الذي سببوه له |
| Parayı İsviçre'deki bir hesaba daha sonra da, Karayipler'deki bir hesaba aktarmamızı söyledi. | Open Subtitles | قال انه يريد تحويل النقود الى رقم حساب في سويسرا وأيضاً في الكاريبي |
| Sahne arkasında pek çok olay dönüyor. Kimse bunları hesaba katmıyor. | Open Subtitles | هنالك الكثير من الأشياء الأخري التي لا يضعها الناس في الحسبان |
| Şaşırtıcı olmayan bir şekilde, beyin hesaba dayalıdır. | TED | ومن المفترض أن لا يكون ذلك مفاجئاً؛ فالدماغ في الأساس حسابي. |
| Hayır, parayı senin için bir yere bırakabilirim veya bir hesaba bağlarım. | Open Subtitles | لا، أنا سوف تتيح لك في مكان ما. أدفع لك على الحساب. |
| Ne diyeceğini biliyorum ama söyleme çünkü bu içkileri ödemiyorum hepsi hesaba yazılıyor. | Open Subtitles | أنا أعرف ماذا ستقول و لكن لا تقوله لأننى لن أدفع ثمن المشروبات إنها على الحساب |
| Yemeğe çıktığımızda hesaba uzanmaya tenezzül bile etmiyor. | Open Subtitles | عندما نذهب إلى العشاء، لا تمد يدها حتى إلى الحساب |
| Üzgünüm. Yasal olmayan hesaba sahip müşterimin bilgilerini açığa çıkaramam. | Open Subtitles | آسف ، لا يمكنني إفشاء معلومات عن العميل السري صاحب ذلك الحساب الغير شرعي |
| -Paranın bu hesaba... yatırılmasını istiyorum ama bir milyon doları da bu... hesaba Doktor Nicholas ve Bayan Cynthia Oseransky... hesabına yatırılmasını istiyorum. | Open Subtitles | اريد ان ترسل المال الى ذلك الحساب وأيضا مليون دولار فى هذا الحساب تحت أسم دكتور نيكولاس والسيدة سينثيا اوزلنسكى |
| Bunun tamamını vadesiz bir hesaba yatırmak istediğinize emin misiniz? | Open Subtitles | هل أنت متأكد أنك تريد المبلغ كاملاً في حساب جار؟ |
| Sonraki sabah geri dönüp parayı başka bir hesaba atacaksın. | Open Subtitles | في الصباح التالي، ستعودين مجدداً وتودعين المال في حساب آخر |
| ücretsiz veya dijital bir hesaba akan birkaç mikro sent ediyor. | TED | إنها مجانية، أو ربما مقابل بضعة سنتات صغيرة تتدفق إلى حساب رقمي. |
| Olduğu yere varabilmek için ne dağlar, tepeler aştığını hesaba katmayı unutma. | Open Subtitles | و احرصي على حساب جميع إنجازاته وسقطاته التي مر بها قبل أن يصل إلى ما وصل إليه |
| O sırada yapılacak en iyi şey o gibi gelmişti ama Confessor'un, masumluğunu kanıtlamak için uğraşacağını hesaba katmamışım. | Open Subtitles | بدي لي ان هذه هي افضل خطه في هذا الوقت. ومالم اخذه في الحسبان كان محاربة المؤمنه لاثبات برائتك. |
| Dün, banka hesabımı onunda kullanabileceği ortak hesaba dönüştürdü. | Open Subtitles | البارحة هي حول حسابي البنكي و جعلته مع حسابها البنكي في حساب واحد |
| Aslında bu, ülkemize dışarıdan aldığımız yakıtlardaki enerjiyi hesaba kattığımızda daha büyük bir enerji ayak izidir | TED | في الواقع أثرهم أكبر إذا أخذنا بالحسبان الطاقة المتجسدة في الأشياء التي نستوردها إلى بلادنا كذلك. |
| Yaptıklarımın geri alınamayacağının farkındayım ama sinema aşkım da hesaba katılmalı. | Open Subtitles | أناأعلمأن أفعاليلايمكن أنتبررقانوناً.. لكن حبي للفن يجب أن يؤخذ بعين الاعتبار |
| O yüzden bir hesaba ihtiyacımız var, inşaat malzemeleri veya o tarz şeyler için. | Open Subtitles | و بالتالي نحتاج لحساب جاري من أجل دفع تكاليف البناء و ما شابه |
| hesaba katmadığım nokta gösterime aldığım arkadaşın kontrolü ele geçirmesiydi. | Open Subtitles | ما لم اعمل حسابه هو عندما ادخلت هذا الرجل في خدعتي لقد سيطر علي تماماً |
| - Ödemeden önce hesaba bakmalısın. | Open Subtitles | إنّ وجهت نظري يجب عليكِ أن تَنْظرُي قبل أن تدفعي الفاتورة |
| Senin bir musevi olmanı hiç hesaba katamam. | Open Subtitles | لا أستطيع أن أعتمد عليك أبدًا لكي تصبح يهوديًا. لأنهم سوداويون التفكير دومًا,عليهم من الله مايستحقونfont |
| Bir asteroid ya da kuyrukluyıldız çarpmasının, yaptıklara hesaba göre sizi öldürme şansının 20.000'de bir olduğunu fark edeceksiniz. | TED | ستلاحظون أن احتمال موت أحدكم من تأثير تصادم مذنب بالأرض هو واحد من 20,000 ، حسب الحسابات التي أجروها. |
| Belki de şu anda suçlamalarla yüzleşmekte olan üç kişilik gizli bir komisyonun ifadeleri tazminatlar ödenirken hesaba katılacaktır. | Open Subtitles | باتفاق سري بين 3 رجال والذين يمكن أنهم يواجهون الان مسؤولية, والذين شهاداتهم يمكن أن تستعمل بحساب التعويض. |
| Silahın ateşlendiği açının hesaplanması, ve hesaba katılmamış diğer kovanlar. | Open Subtitles | هناك زوايا المسار للحساب و ايضا كل الرصاصات الغير محسوبة |
| O PIN numarası benim sahibi olmadığım bir ATM kartına o kartta sahibi olmadığım bir hesaba ait. | Open Subtitles | هذا الرقم لبطاقة صراف لا أملكها والتي تخص حساباً لا أعرفه لذا لن يجده غيرك |
| Sonuçta işlemi basitleştirdik... ve tüm toplamı yuvarlayıp kalan kısmı... açtığımız hesaba aktardık. | Open Subtitles | لذلك قمنا بتبسيط الأمر وبدلاً من ارجاعها لداخل النظام تخلصنا منها بتحويلها إلى حسابنا في البنك |